Ubır diğer adıyla Vampir; Türk mitolojisi ve halk inancında Vampir anlamına gelir. Obur, Hobur, Vupar, Opkur, Opkan olarak da bilinir.
Ayrıca Rusçaya Убыр (Ubır) ve Вубар (Vubar); Çekçe ve Slovakçaya Upír olarak geçmiştir. Çekoslavak (Çek ve Slovak) kültüründe tam olarak vampir anlamını verir. Vipir, Vopır, Vivir olarak da bilinir.
Özellikleri
Günhkâr kimseler mezarda bir hayvan şekline bürünür ve Ubır hâline gelir. İri başlı, uzun kuyruklu bir varlıktır. Genellikle ölen büyücüler Ubıra dönüşür.
Ağzından ateş püskürür. Günlerce hattâ aylarca hareketsiz kalabileceği gibi istediğinde uçabilir de. Hiçkimseden korkmaz. Etrafına bulaşıcı hastalık yayar. Ne bulursa yer. Obur olduğu anlaşılan bir ölünün mezarı açılıp çivi çakılır. İstediğinde istediği şekle girebilir. Kurt veya yaban köpeği kılığına girip koyunları parçalar.
Bir dağın başında toplanıp, kaçırdıkları insanları yerler. Bir ölünün obur olmaması için ateşin altından geçirilmesi gerekir. Daha çok Romanya ve Moldova’da yaşayan Türk topluluklarınca Vampir anlamında kullanılır. Fin Ugor kavimlerinde de benzer söyleyişlerle yer alır. Ele geçirdiği insanın içinde yaşayan korkunç bir yaratıktır. İçinde Ubır bulunan kimse ona benzemeye başlar, yemeye doymaz.
Ama yese de zayıf kalır. Çünkü onun yediği yemek kendi vücûduna değil, Ubır’a sinermiş. Tatar halkında “Ubır kendisi doysa da gözü doymaz” gibi bir deyim de vardır. Ubırlı insanlar gece kalkıp yemek ararlar, bulamayınca da alev yumağına dönüşüp bacadan çıkarlar ve başka insanların yemeğini çalarlar.
Ubır da tıpkı alev gibi doymak bilmez, azgın, açgözlü, her şeyi yutan bir yaratıktır. Ayrıca leşle beslenir. İstediği an kedi, köpek veya güzel bir kız kılığına girebilir. Ubır kadınları ve hayvanları emmeyi de sever.
Benzer ve bağlantılı varlıklar
Ubır ile benzer varlıklar çevre kültürlere geçtiği gibi eş-kökenli kavramlarla farklı adlar altında da anılmaya başlamıştır.
Obot
Obot – Türk ve Altay halk inancında doyumsuzluk cinidir. Ubot olarak da söylenir. Ubır’ın bir türüdür. Görünüşleri son derece çirkindir. Dişleri çok büyük ve korkunçtur. İri kemikleri vardır.
Sürekli yer ama doymazlar çünkü yediklerini anında geri çıkarırlar. Ateşli gözleri vardır. Aileleri ve evleri bulunur. İnsanların içine girerek veya musallat olarak tüm servetini harcamasına neden olurlar.
Sözcük anlamı olarak ele alındığında kelime kökünde yemek, yutmak, yok etmek anlamları bulunur. Obur sözcüğüyle kökteştir.
Opkan
Opkan (veya Vupkan, Çuvaşça: Вупкăн, Vupkăn, Vupkın: “sefalet getiren, hasar veren”)
Çuvaş mitolojisinde kötü bir ruh. Çuvaşlar salgın hastalıklar ve ruhsal hastalıklar dâhil olmak üzere birçok korkunç hastalıkların nedeni olarak onu düşünürler. Vupkan hızlı bir rüzgâr şeklinde insanlara gelir ve düşüncelerinin bozulmasına yol açar. Vupkan kendini görünmez kılar. Onu yatıştırmak için vupkana üç siyah koyun kurban edilir. Birincisi baba vupkana (“vupkăn aşşĕ”), ikinci anne vupkana (“vupkan amăşĕ”) ve son koyun vupkan tanrısına (vupkăn turro) armağan edilir.
Vupkan bir köpek olarak temsil edilir ve yıkıcı bir varlıktır. Ondan sadece kurnazlık sayesinde kurtulmak mümkündür. Sözcük, yutmak ve yakmak fiilleri ile bağlantılıdır.
Vupar
Vubar (Vopar, Vapar, Vubar Çuvaşça: Вупăр, Vupăr)
Çuvaş mitolojisinde kötü bir ruh. Vubar geceleri görünür ve hayvanların ve insanların havasız kalarak boğulmasına neden olur. Ateş saçan bir yılan şeklinde görünür. Kadın veya erkek kılığına bürünebilir. Uyuyan insanlara saldırır, onu elle yakalamak imkânsızdır. Hıristiyan Çuvaşlar ondan korunmak için kollarını yatarken çapraz olarak koyarlar (haçı andırdığı için). Slav halklarında ölen büyücülerin Vupır olduğuna inanılır.
Vampirlerin Özellikleri
Vampir, günbatımı ile şafak arasında dirilerek mezarından çıktığına, insanlara saldırıp kanlarını emdiğine inanılan canavardır. Vampir kültürü Babil’den kalan örneklere dayanır ve yüzyıllar boyunca değişimini inceleyen kapsamlı folklorik tarihsel araştırmalara konu teşkil eder.
Kan emme ve öldükten sonra dirilme efsâneleri Orta Çağ’da yayıldı. Vampir varlığına inananlar vampirlerin kendilerince belirlenen özelliklerini şöyle özetlemişlerdir; acıyı en az düzeyde hissederler, vücutlarında özelliklede yüzlerinde çürüğe dayalı hafif çukurluklar ve izler bulunur, göz renkleri sürekli değişim içindedir ve iki göz asla aynı renkte bulunmaz. Beklenmedik zamanda, fark edemeyeceğiniz kadar hızlı ve bir o kadarda güçlü tepkiler verebilirler. Ten ısıları sürekli değişiklik içindedir.
Düşünce okuyabilirler bu nedenle onlara karsı koymak imkânsız gibidir. Zekâlarını ve güçlerini asla bir kitlenin anlayıcağı bir şekilde dışarıya vurmazlar.