Roma Mitolojisine Genel Bakış; Genelde iki ana bölümü olduğu düşünülür. İlk bölüm ki daha sonraları etkin olmuştur ve edebîdir genellikle Yunan mitolojisindeki öğelerin Romalılaştırılmış hâllerinden meydana gelir.
İkinci bölüm ise daha erken dönemlerde etkin ve daha çok kültik olan Yunan benzeri, diğer yarıdan farklı uygulama ve inançlara sahip daha özerk bir bölümdür.
Önemli Tanrılar
Yunan mitolojisindeki önemli tanrılar ile Roma mitolojisindeki önemli tanrıların özellikleri aynıdır ancak isimleri farklıdır. Roma mitolojisine başka milletlerden geçmiş tanrılar da vardır.
Roma mitolojisindeki önemli tanrılar şunlardır:
- Anna Perenna: Yeni Yıl Tanrıçası
- Appiades: Appian su kemerinin yakınlığında tapınakları bulunan beş tanrıçaya verilen genel ad. Bu tanrıçalar: Concordia, Minerva, Pax, Venüs ve Vesta idi.
- Aurora: Şafak Tanrıçası. Yunan mitolojisinde ona Eos denir.
- Bellona: Romalı’ların Zafer Tanrıçası
- Camenta (Egeria): Romalıların Doğum Tanrıçası
- Concordia: Romalıların Barış, Anlaşma Tanrıçası. Senato toplantıları onun esas tapınağında yapılırdı.
- Copia: Servet ve Bolluk Tanrıçası
- Camenae: Pınar Tanrıçası
- Dea Dia: Büyüme ve Gelişme Tanrıçası
- Dea Tacita: Kelime anlamıyla “Sessizliğin Tanrıçası”. Roma mitolojisinde Ölüm Tanrıçası
- Disciplina: Roma mitolojisinde Disiplin ve Düzen Tanrıçası
- Diana: Doğa, Verimlilik ve Çocuk Doğum Tanrıçası
- Egeria: Doğum Tanrıçası. Roma’nın kurucusu Romulus’un koruyucusu.
- Eventus Bonus (Bonus Eventus): “İyi Akşamlar” iş yaşamında Başarı Tanrısı. Ayrıca Hasat Tanrısı olarak da bilinir.
- Feronia: Orman Tanrıçası
- Faunus: Vahşi Doğanın ve Verimliliğin Tanrısı
- Flora: İlkbaharın Taze Çiçeklerinin Tanrıçası. Dördüncü yüzyılda bu tanrıçanın şerefine, 28 Nisan – 1 Mayıs tarihleri arasında Floralia festivali kutlanırdı.
- Fames: Açlık Tanrıçası
- Fimes: Yemin Tanrıçası
- Genius: Roma Tanrısı. Bir nevi koruyucu melek görevini görüyordu. Her insanın kendine ait bir Genius’u olduğuna inanılırdı.
- İanus (Janus): Evlerin Kapılarını Bekleyen Bir Tanrı
- Junon (Iuno): Romalıların Hera’ya taktıkları ad. Evlilik Tanrıçası
- Jupiter (Iupiter): Romalıların Zeus’a verdikleri addır.
- Juturne (Juturna): Su Kaynakları Tanrıçası
- Juventus – Gençlik Tanrıçası
- Libitina: Roma da ölüler için yapılan merasimi koruyan tanrıça
- Luna – Ay Tanrıçası. Romalıların Selene’ye verdikleri addır.
- Mars: İlk başlarda bitkilerin köklerini besleyen bir tanrı olmasına rağmen daha sonra Yunan mitolojisinden etkilenerek Savaş Tanrısı yani Ares’in sıfatını kazanmıştı. Yunanlıların aksine Romalılar onu severlerdi. Onlara göre ise Mars üstün, soylu bir görünüşü olan hiç yenilmeyen bir tanrıydı. Daha ilk zamanlarda Roma’da Jupiter ile birlikte Mars ve Quirinus’a da taparlardı. Mars için kurt ve ağaçkakan kutsaldır. Caesar Form’da Mars için muazzam bir tapınak yaptırdı. Burada Mars ile birlikte Julius imparatorluğunun ilk anası Venus’a da tapılırdı.
- Minerva (Minerve): Zekâ Tanrıçası Athena’ya verdikleri isimdir.
- Mercurıus: Gelir, Kazanç Tanrısı
- Moneta: Başarı Tanrıçası
- Necessitas: Zaruret, Zorunluluk Tanrıçasıydı. Kader tanrıçası olarak da bilinmekteydi. Romalılar onun insan şeklinde olduğuna inanırlardı.
- Neptun: Romalıların Deniz Tanrısı Poseidon’a verdikleri addır.
- Occator: Acı ve Üzüntü Tanrısı’dır.
- Orcus: Ölüm ve Yeraltı Dünyasının Tanrısı. Bazen çok zalim ve korkunç bazen oldukça iyi bir tanrı olarak tanımlanmıştır. Yunan Tanrısı Hades’le aynı özellikleri taşımıştı.
- Quirinus: Eski Romalıların savaş tanrısıdır.
- Pales: Koyun sürülerini koruyucusu olduğuna inandıkları tanrı
- Pilumunus: Yeni Doğan Çocukları Koruyan Tanrıça
- Poena: Ceza TanrıçasıPomona: Meyve Tanrıçası
- Romulus ile Remus: Roma mitojisinde ikiz kardeşler. Mars ile Rea Silvanın oğulları. Küçük yaşta Tiber nehrine bırakılan ikizler, dişi bir kurt tarafından bulunmuş, onun sütüyle beslenmişlerdi. Sonra onları Picus adında bir çoban keşfetmiş, evine götürüp besleyip büyütmüştü. Kardeşlerin kaderinde Roma şehrinin temelini koymak vardı. Büyüdükten sonra iki kardeş arasında şehri hangisinin kuracağı konusunda tartışma çıkmış ve bu tartışma Remus’un ölümüyle sonuçlanmıştı. Romulus, Roma şehrinin kurucusu ve ilk kralı oldu. Roma’nın kurucusu Romulus da tanrısallaştırılmıştı.Portunus – Geçitleri ve Limanları Koruyan Tanrıça
- Salus: Sağlık Tanrıçası.
- Saturnus: Roma tanrısı Saturnus, Çiftçilerin Tanrısı olarak görülmüştür. Mitolojiye göre Saturnus ve karısı Hasat Tanrıçası olan Ops, ekincileri korurmuş.
- Silvanus: Orman, Bağ ve Bahçe Tanrısı
- Tellus: Romalıların Yunan mitolojisindeki toprak ana (Gaia) ya verdikleri addır.
- Veilovis (Vediovis): Eski Romalıların yeraltı tanrısı
- Veritas: Adalet ve Gerçek Tanrıçası. Saturnus’un kızıdır.
- Vesta: Aile Ocağı Tanrıçası. Yunan mitolojisindeki Hestia’nın özelliklerini taşır.
- Venus: Aşk Cazibesi, Güzellik Tanrıçası. Eski Roma’da henüz bir kültür yoktu. Eski Roma köylüleri ona, bahçe ekimi koruyucusu olarak taparlardı. Sonradan Yunanlıların Aphrodit ile aynı tanrıça oldu. Sicilyalı tanrıça Aphrodit, Eryks Dağı’ndan Roma’ya girdi. Sula, Baht Tanrıçası’yla birleşen Venus’u kendi tanrıçası bildi, bu yüzden Venus Pompei’de Kent Tanrıçası oldu. Julius soyunu Venus’un oğlu Aeneas’tan getiren Ceasar, Forum’unda Venus Genetrix için bir tapınak yaptırdı.Virtus: Roma mitolojisinde Cesaret ve Savaş Gücünün Tanrısı
- Viktorya: Zafer Tanrıçası.
- Vulcanus: Ateş Tanrısı. Demircilik ve sanatla da uğraşır. Onun dökümhanesi Etna dağındadır. Burada o yardımcıları ile beraber tanrılara ve kahramanlara silah yapardı. Yunan mitolojisinde bu tanrı Hephaestus adını almıştı.
Eski Romalılar ilk önce Predeist bir çağ yaşamışlar. Bu çağda Romalılar hiçbir tanrıya tapmamışlar. Buna rağmen iyilik ve kötülük anlayışına sahiplermiş ve büyü ile uğraşırlarmış.
Zamanla inançlarında ölümsüzler Lar’lar ile Penat’lar ortaya çıkmıştır. Her Roma ailesinin bir Lar’ı, birkaç tane de Penat’ı vardı. Bu tanrılar, yalnız o ailenin olur, kendilerine tapınaklarda tapılınamazdı. Bütün şehri koruyan Larlart ile Penatlar bulunurdu.
Artan savaşlar, ulusların kaynaşması ile birlikte Tanrı inancı Roma’ya da gelmiş. Böylece Yunanların Olimpos tanrılarını Romalılar da kabul etmiş, yalnız adlarını değiştirmişler. Jupiter (Zeus), Neptunus (Poseidon), Vesta (Hestia), Iuno (Hera), Mars (Ares), Vulcanus (Hephaistos), Minerva (Athena), Venus (Aphrodite), Mercurius (Hermes), Diana (Artemis) isimleri verdikleri tanrılara inanmışlar. Hades’e Pluton, Dionysos’a Bakkhos demişler, Apollon adını değiştirmemiş olduğu gibi kullanmışlar.
Eski Roma mitolojisi Yunan mitolojisinden belirgin çizgilerle ayrılıyordu. Romalılar çeşitli anlayışları, dürüstlük, doğruluk, cesurluk vb. özellikleri tanrılarla özdeşleştirirlerdi. Roma mitolojisi Yunanların İtalya’ya yerleşmesinden sonra eski Yunan mitolojisinin etkisi altında kalarak bazı değişikliklere uğradı. Önceleri Mars onlar için Bitkilerin Köklerini Besleyen Tanrı, Venüs ise Bahçelerin Tanrıçası’ydı. Sonradan Yunan mitolojisinin etkisi altında kalarak bu tanrılar Savaş ve Aşk Tanrısı adlarını almışlardı.
Roma mitolojisinin en ilginç tarafı ise eski Romalıların olaylara bakış açılarıydı. Roma mitolojisi sadece tanrılar ve doğaüstü canlıların öykülerinden oluşmamaktaydı. Aynı zamanda halkın ve Roma devletinin ideolojisine yerleşmiş olan bir bakış açısıydı. Gerçek Roma şehrinin kuruluşunun ve halkları idaresi altına almasının çok çok önceden tanrılar tarafından belirlenmiş olmasındaydı. Bu mit, Romalıların birçok savaşı kazanması sonucunda da ortaya çıkmıştı. Romalılar eski devirlerden başlayarak önce kendi çevrelerindeki kabileleri daha sonra Avrupa, Asya ve nihayet Afrika’da yaşayan birçok ulusu egemenlikleri altına almışlardı. Eski Romalılar bunu çok doğal olarak karşılamışlardı. Onlara göre Roma tanrılar tarafından seçilmiş bir devletti.
Nasıl Doğdukları
Roma mitolojisi edebiyata yansımış ve ünlü Romalı şair Vergillius “Aeneas” adlı eserini yazmıştı. “Aeneas” eserinde şair Troya kahramanlarından biri olan Aeneas’ın halkı ile birlikte İtalya’ya nasıl yerleştiğini anlatmış. Aeneas, Troyalı prens Ankhises ile tanrıça Aphrodite’nin oğludur. Tanrılar, kral Priamos soyunun sona ermesine Dardanos soyunun ise devam etmesine karar vermiştir. Bu nedenle Aeneas, annesi tanrıça Aphrodite’nin yol göstermesi ile yakınları ve halkıyla İtalya’ya varabilecektir. Uzun ve bol serüvenli bir yolculuktan sonra Aeneas, İtalya’nın Tiber nehri kıyılarına kolonisini kurar.
Burada yörenin kralı Latinus ile dost olur ancak Yunan kolonisinin komutanı Turnus ile dövüşür ve onu yenerek öldürür. Latinus’un kızı Lavinia ile evlenerek Lavinium kentini kurar. Bu kent sonraları Albalonga adını alacaktır. Nihayet kent Roma adını alarak çok ünlenecek ve tarihte önemli roller üstlenecektir. Aeneas soyu, oğlu Iulus ile devam eder ve bu soydan gelen Ilia ünlü ikizler Remus ve Romulus’u (Remo ve Romolo) doğurur.
Yaşam Alanları
Roma mitolojisinde de tanrıların yaşam alanlarının başında Olympos Dağı gelmektedir. Bunun yanında Roma çevresinde ve Tiber nehri kıyılarında tanrıların yaşamlarını sürdürdükleri söylenebilir.
Romulus ve Remus Efsanesi
Aeneas soyundan gelen Rhea Silvia (Ilia) ile Mars’ın iki ikiz çocuğu doğar. Amcaları kral Amulius çocukların ileride kendi tahtına göz koyabileceğini düşünmektedir. Bu nedenle Rhea Silvia’yı öldürür. Bebekleri ise boş bir tekneye bindirerek taşmak üzere olan Tiber nehrine bırakır. Nehrin taşması ile tekne karaya vurur ve parçalanır. Dişi bir kurt bebekleri bulur ve onları sütü ile beslemeye başlar sonra onları Picus adında bir çoban bulur ve evine götürür.
Karısı Canenzo bebekleri sever ve onları kendi çocukları kabul eder. Picus ve Canenzo bebeklere Romulus ile Remus isimlerini verir ve onları büyütürler. Çocuklar büyüyünce babalarından çobanlık yapmayı öğrenir ve çobanlık yapmaya başlarlar.Bir gün kral Amulius’un askerleri ile çobanlar arasında bir tartışma çıkar. Askerler Remus’u yakalayarak gerçek dedeleri olan Numitor’a götürür. Numitor ikizlerin torunları olduğunu anlar ve onlarla iş birliği yaparak Amulius’u devirir. Numitor kral olur.
Remus ve Romulus kaderlerinde yazılı olan şehri kurmaya karar verir fakat şehri kimin kuracağına dair tartışmaya başlarlar sonra da tanrılardan yardım istemeye giderler. Kurdun onları bulduğu kayaya gidip otururlar. Bu kayada Remus’un başının üzerinden altı kuş geçer. Romulus’un başının üzerinden ise on iki kuş geçer. Böylece kurucu belli olur. Roma’yı Romulus kurar.
Kardeşi Remus bunu bir türlü kabullenemez ve aralarındaki sorun gün geçtikce büyür. Sonunda Remulus kardeşi Remus’u öldürür. Remulus Roma nüfusunu arttırmaya karar verir. Komşuları Sabineliler ile bir anlaşma yapar ve Sabine kralı Tatius ile birleşir. İki lider ülkeyi yönetmeye başlar. Tatius öldükten sonra Romulus iki krallığı birlikte yönetir. Romulus’un ölümünden sonra ise ülke 100 senatörden oluşan “patres”ler ile senatörler arasından seçilen ve 12 kişiden oluşan bir konsey tarafından yönetilmeye başlar.