Ka ve Ba Nedir?
Eski mısır mitolojisi içinde bir çok karakteri ve terimi barından oldukça geniş bir mitoloji olduğunu az çok hepimiz biliyoruz. Başlıca RA, OSİRİS, ANUBİS gibi bildiğimiz tanrıları da vardır. Mısır mitolojisinde en ilginç bulduğum konuya değinmek istiyorum. KA ve BA.
Eski mısırda kadim kutsal bilim âlimleri bilincin bedenden ayrıldığı anda bir kafa karışıklığı yaşandığını öğrenmişlerdir. Bu durumu araştırırken, bu önemli anda bir ayrışımın oluştuğunu idrak etmişlerdir. Bilinç iki farklı hal veya varlığa ayrılmıştı. Bu iki hale değişik adlar vermişlerdir.
Bilincin ayrışımın ilk bölmesine “BA” denilmiştir. Ba ölümsüz var olma halidir. BA ölüm anında bilinçten ayrılır ve ruhlar kuyusuna dönerek tekrar doğmayı beklediğine inanılır. Günümüzdeki terminolojide “ruh” kelimesinin karşılığı BA’ya denktir, ruh ölümsüzdür, tekrar doğar ve tam aydınlanmaya doğru kutsal yolculuğunu devam eder. Bütün gün boyunca ait olduğu kişiyi arar fakat geceleri mezarına geri döner. Ait olduğu kişi de mumyadır. Mumyanın kaybolması ya da hasar alması durumunda Ba’ya, ölene benzeyen bir heykel yaparlarmış.
BA bazen kanatlı bir insan başı ve bazen bir insan başlı bir kuş olarak tasvir edilmiştir. Ba, birinin kişiliğini temsil eder.
Bilincin ayrışımının ikinci bölmesine “KA” denilmiştir. KA, insan bilincinin Dünyada kalan tarafıdır. KA ruhtur. O, fiziksel bedenimizin işgal ettiği yerle, sahip olduğu eşyalarla ve tanıdığı insanlarla bağlantısı olan tarafımızdır. O halde, canlandırıcı güç olarak BA’nın bedeni terk ettiğinde KA, bilinçten arda kalan unsurudur. Cennet ve cehennemlerde mekân eden “ruhtur”. Bir kişi doğduğunda Ka varlığına büründüğüne inanılır. Beden öldükten sonra da bir kişinin Ka’sı yaşamaya devam edeceği inancı olduğundan mezarlara ka’nın yaşamını devam ettirecek yiyecek ve içecekler konulurmuş.
Bir kişi öldüğü zaman ka’sı ile tanışacağı düşünülürmüş.
KA, ebeveyn ve atalarımızın bütün genetik malzemesini taşımaktadır. Bu genetik özellikler her nesille birlikte var olmaya devam ettiğine hatta önceki ataların bilgi birikiminden yararlanmak için sadece atalarının ismini söylemenin yeterli olduğuna, ataların elde ettiği bilgi, birikim ve tecrübeye ulaşabileceklerine inanmışlardır.
Ka, duyguların yer aldığı ruhsal güçtür. Mısırlılar, ayrıca kişinin bu yaşamda sahip olduğu eşyalarının var olduğu sürece KA halinin bir kısmını tuttuğunu inanırlar.
Kadimler bilinçli bir şekilde mümkün olduğu kadar az eşyaya sahip olmayı tercih etmişlerdir. Çünkü KA halini ölümden sonra kontrol edebilecekleri bir şekilde korumak istemişlerdir. KA’larını her tarafta dağıtmamak çok önemli sayılıyordu. Uygulamalarının önemli bir kısmı KA’yı muhafaza etmek üzerineydi.
KA ve BA’ların ölüm anında bölünmemesi için yapmaları gereken önemli işlemler varmış. Öldükleri zaman sahip oldukları az sayıda KA objeler aile ve dostları tarafından toplanıp bedenleri ile birlikte mezarlarına konulmaktaymış. Mumyalama ile bedenin muhafaza edilmesi de bu işlemin bir parçasıymış. Mısırlılar bedenin çürümesi yavaşlatıldığı sürece bedende KA daha uzun süre korunacağına inanmışlardır.
Ka ve Ba’nın düzgün hareket edebilmelerinin ve varlıklarını sürdürebilmelerinin için, fiziksel bedenin sağlam kalması ve bunun yanında, tanınabilir bir şekilde korunmasıdır. Bu nedenle özellikle Ba her gece döndüğünde bedeni tanıyabilsin diye beden bozulmayacak şekilde mumyalanmıştır.
KA objelerin ve KA bedenin rahatsız edilmemesi Mısırlıların ölüm ötesi bilimlerinin hayati bir parçasını içermektedir. KA’nın ve KA objelerinin rahatsız edilmeden korunması bir tür ölümsüzlüğün anahtarlarıydı. Formül şöyleydi: BA’nın tekrar bir reenkarnasyon durumuna düşmesini ve KA’nın daha önce yaşadığı hayatı sürekli yeniden yaşayarak tekrarlamasını önlemek üzere, KA’yı rahatsız olmayacağa bir şekilde korumak gerekir. BA ve KA arasındaki ince bağ kopmadığı için BA’nın etrafını saran çeşitli görünmez âlem ve boyutlarda Şamanik bir gezgin olarak dolaşması sağlanmış olur. (Mevzu bahis Astral seyahat)
Şamanik çeşitli yolculukları sınıflandırıp karşılaştırılırken Şaman veya ölümü deneyimleyen kişinin ölüm ötesi yaşamda neler olduğunu anlamasını ve nereye gidileceğini gösteren bir sistem inşa ettiklerini düşünmüşlerdir. Haritalarına “Hayat Ağacı” demişlerdir. Bu ağacın amacı ölümde birleşen KA ve BA’nın astral yollarda seyahat etmesini sağlamaktır.
KA’yı mezarda tutmak ve dünyaya bir hayalet olarak dolaşmasını önlemek için belirli ritüeller tasarlanmıştır. Bunun başarılı bir şekilde yerine getirilmesi durumunda BA da reenkarnasyon çemberinden kurtulmuş olacağına inanılmıştır. Bu durumda BA birçok değişik ölüm ötesi âlemlere istek üzerine girebilecektir. Mısır mitolojisinde bu durumun başarıldığında BA’nın bir “ışık bedenine” veya gökyüzünde bir yıldıza dönüşebileceği açıkça belirtilmiştir.
Kadim Mısırda kutsal ölüm ötesi bilimi iki şey üzerinde odaklanmıştır. Biri BA’nın reenkarnasyon sürecine son vermektir. Diğeri de KA’nın fantastik, rüyamsı halini kaldırmaktır. Bilim ölüm zamanında bir daha ayrılamayacak şekilde KA ve BA’nın özlerini yeniden birleştirmekti.
Mısırlılar bizim yıldızların “tohumları” olduğunu inanırlardı. İnsanları yürüyen, konuşan, düşünen ve bilinçli “yıldız nesnesi” oldukları inanırlarmış.
İnsanın ikizi gibi nitelenen Ka, insan öldükten sonra da onunla beraber olacaktır. Ka, Antik Mısırlılara göre kişinin asla ölmeyen parçasıdır ve yaşayacağı bir beden bulduğu sürece de ölmez.
Her varlığın ka’sı kendine özgüdür. Varlık geliştikçe ka’sı da gelişir, ama khu’su asla değişmez. Eski mısır metinlerinde ka ile ilgili söylenmiş bir sözdür.
Ba, hem ölümlü insanların hem de yaşayan insanların dünyasında gezebildiğine inanılmıştır. Bu nedenle iki dünya arasında habercilik yapar. Çünkü yine Mısır inancına göre kuşlar ölülerden haber getirebilirler.
Akh: khu, akhu olarak da yazılır. Ölen kişinin ka ve ba’sının birleşimidir. Varlığın eski haline dönüşünden bahsedilir. Ka, khu ve ba bir bütündür. Khu ölümden sonra KA’sının içine geri döner.