Dünya MitolojileriMaya MitolojisiMitolojiler
Trend

Maya Mitolojisine Genel Bakış

Maya Mitolojisine Genel Bakış; Orta Amerika’nın gizemli topluluğu Mayalar çağlarının ötesinde bir teknolojiyle şehirlerini donatmışlar. Tarımla uğraşmışlar ve çanak-çömlek, mask, obsidyenden yapılma materyaller ve tuz ticareti yapmışlardır.

Büyük yapılar ve piramitler kurmuşlar, göz alıcı bir şehir oluşturmuşlardır. Mayalar ile ilgili ele geçen kaynaklarda Mayalar’ın farklı sembollere önem verdikleri ve bazı anlamlar yükledikleri görülür. Peki bu sembollerin anlamları nelerdir ve bu sembollerin ortaya çıkmasına sebep olan şey nedir?

Maya topluluğunun anlam yüklediği şeylerin çok fazla olmasının sebebi yoğun ve çok tanrılı bir inanç sistemine sahip olmalarından kaynaklanıyordur diye düşünüyorum ben. Ayrıca hayatlarını kolaylaştıran ve onları çevreleyen etkenlere de fazla anlam yüklemişler ve onlara güç atfetmişlerdir. Örneğin; Maya tarımının büyük bir kısmını kaplayan mısır çok değerlidir ve Maya halkının temel sembollerindendir. İnsanın yaratılışında dahi mısır kullanıldığı inanışına sahiptirler. Mısıra ilahlık gücü dahi sunmuşlardır ve kutsal saymışlardır.

Kayalık ve engebeli bir arazide yaşadıkları için çok fazla hayvan olan bir doğanın içinde değillerdi. En çok gördükleri hayvan türü kuşlardı ve her insan gibi Maya insanları da kuşlara hayran kaldı ve inanç sistemlerinde onlara da yer verdiler.

Tanrı ve ilahlarla ilişkilendirdikleri gibi ölen kişinin ruhunu da kuşla sembolize etmişlerdir. (Günümüzde ölen kişi için kullanılan kuş oldu sözü Mayalar’dan miras olabilir mi? ) . Popol-Vuh’ta atmacadan şu şekilde söz edilir: “atmaca göğün göbeğinden yerin göbeğine dikine, yılanı yutar.” Kartal sembolü de birçok yapının üzerinde kabartma şeklinde göze çarpar. Maya kültüründe köpek, geyik ve yılanında önemli bir yeri vardır.

Köpek; hem Güneş’i yolunda sevk eden tanrıyla ilişkilendirilir hem de ölümden sonraki ruh yolculuğunda kişinin ruhuna yardım edecek bir bekçi olarak görülür. Maya kültüründe kuşlara büyük önem verildiği gibi kuş tüyüne de büyük önem verilmiştir. Kuş tüyü hakikatin, doğruluğun, ilahi adaletin, hafifliğin ve yükselmenin sembolüdür.

Mayalar etkileyici yapılar kurdukları gibi yazı ve sayı konusunda da ilerlemiş bir topluluktu. Sayılara farklı anlamlar yükleme geleneği dünya üzerindeki hemen her uygarlıkta görüldüğü gibi Maya halkında da görülmüştür.

Özellikle 7 rakamına ve 12 sayısına büyük anlamlar yüklenmiştir. Maya geleneğinde 7 rakamı yedi ışınlı taç olarak sembolize edilir ve kutsal kitaplarında kelam ile ilişkilendirilir. Popol-Vuh’ta “göğün yedinci katından inen, uygarlık getiren kahramanların babaları olan 7 Ahpu, yerin kalbine indiklerinde insan biçimini alırlar” şeklindeki cümlelerde açıklanan 7 Ahpu efsanesi vardır. 12 sayısına Maya kutsal kitabında gök ilahına yardımcı olan 12 yıldız olarak rastlanır.

Mayalar bu 12 yıldızı ortalarına Güneş gelecek şekilde tasvir ederler. Ortadaki bu yıldız yayın ortasında olduğu için 7. Yıldızı sembolize eder ve “ilahe-7″ diye adlandırılır. İlahe-7 kutsal sayılan bir ilahtır. Yine Maya kültüründe 12 sayısını Devin Piramidi’nde tasvir edilen 12 yağmur ilahında ve 12 boynuzlu yılan başı tasvirinde görürüz. Mayalar geometrik şekilleri de yapılarında kullanmışlar, daire ve üçgene ayrı bir yer vermişlerdir. Maya dilinde dairenin adı aynı zamanda “yasaları koyan ilahi irade” anlamına gelen “Uol” sözcüğüdür. Işığın ve tohumun sembolü olarak ise üçgeni seçmişler ve yapılarında bu sembolü kullanmışlardır ( Uxmal tapınağında üçgen sembollere rastlanır.)

Maya kültüründe yağmur rahmet anlamına gelir ve Mayalar’ın giysilerinde, el yazmalarında iplerle, mimaride ise küçük sütunlarla simgelenir. Maya kültüründeki en önemli ilah “Yağmur Tanrısıdır” ve mavi renkle sembolize edilir. Hatta tapınakların bir tarafının mavi boyanması Yağmur Tanrısına atfedilir. Maya kültüründe yağmura, suya ve ırmağa verilen bu önem bulundukları bölgede suyun zor bulunabilirliğinden dolayı olabilir. Uğraş gerektiren şeyler kıymet isterler ve yağmur sularını değerlendiren Mayalar da suya bu yüzden önem vermişlerdir.

Güneş’i fiziksel olarak temsil eden objelere İnkalar’da, Mayalar’da eski Mısır ve Şamanizm’de ve birçok gelenekte rastlanır ve genellikle yaratıcı güçle ilişkilendirilir.

Daha çok Şamanist kültürlerde karşımıza çıkan Gök sembolü Maya Şamanizmi’nde de karşımıza çıkar. Mayalar’da Gök katları 13’tür ve yer ile semavi (göksel) alem arasında “Yaşam ağacı” bulunur. Bu ağaç çoğunlukla iki dallı olarak tasvir edilir ve Yaxché adı ile anılırdı. Asya Şamanizmi ile Maya Şamanizmi’nin benzeyen bir diğer yönü de üç alem kavramıdır. Yer, yeraltı alemi ve ilahi olan ruhsal gök. Yeraltı alemi ve ruhsal gök katlara ayrılırdı. Ruhsal göğün 13 katı vardı ve her katta 13 ilah bulunurdu( Oxlahuntikú adı verilen ilahlar). Yeraltı aleminin ise 9 katı vardı her katına Mitnal buradaki ilahlara ise Bolontikú denirdi. Yeraltı aleminin egemenliği ölüm meleği olan Ah Puch’un elindedir. Bu iki alemin arasında ise insanın yaşadığı yeryüzü bulunurdu. Yeryüzündeki bir şaman trans hale girdiğinde yerin ve göğün tüm katlarını gezmek zorundaydı. Yeraltı alemini gezmeden ruhsal göğe çıkamazdı.

Maya Mitolojisinde Yaratılış

Maya geleneklerine göre yeryüzündeki canlılar bugüne dek her biri çok uzun zaman dilimlerini kapsayan ve doğal afetlerle sona eren dört çağ yada devir geçirmiştir. Popol-Vuh’a göre insanlık beşinci çağdadır. Şimdiki dünya, bir haçın uçları gibi dört yönde birleşmiş, dört koruyucu tarafından taşınmaktadır. Mayaların kutsal kitabı Popol-Vuh’ta, yaratılış, dünyanın meydana gelişi ve ataların imal edilmesi detaylıca anlatılır. (Sağcan, 2018, 51-55). Yaratılış efsanesinden kısaca bahsedersek; Başlangıçta sonsuz karanlığın içinde sadece gökyüzü ve deniz vardı. Tanrılar bu sessizlikten sıkıldı ve varlıklar yaratmaya karar verdi. Önce ormanları ve hayvanları yarattılar sonra birkaç denemenin sonunda insanı mısır hamurundan şekillendirdiler ve onu kusursuz yarattılar. Ancak kısa bir süre sonra insanın bu kusursuzluğu hoşlarına gitmedi ve ata insanların yeteneklerini kısıtladılar. Onlara güneşi bahşettiler ve insanlar güneşin altında yaşayıp çoğaldılar.

Maya Dininde Ölüm

“Ölmek” sözcüğü Maya kültürünü taşıyan Charti Kızılderililerinde aynı zamanda “yolculuk” anlamına gelmektedir. Chortiler ölen kimsenin öte aleme, ucu Tanrı’nın elinde olan bir iple çekilerek göçtüğüne inanırlar. Astral beden ya da esiri beden kavramı Mayalar’da da mevcuttu. Kişinin bu ikinci varlığına “way” adı verilirdi. Maya inanışlarına göre ölümden sonra “way” şamanlarınki gibi bir yolculuğa çıkar. Önce yeraltı alemine uğrar ve bekçi köpeğin yardımıyla ırmaktan geçmeye çalışır. Bunların sonucunda gök katlarının birinde hak eden ruhlar için hazırlanmış bir cennet vardır.

Mayalar’da ruh göçü (reenkarnasyon) kavramının olup olmadığı kesin değildir. Eğer varsa da Hinduizm’dekinden farklı bir görüş olduğu düşünülmektedir. Bulunan yeşim taşından yapılmış kafa tasları Mayalar’da atalar kültünün önemine dikkat çeker.

Mayalar’ın Tanrıları ve Tanrıçaları

Maya tanrılarını inceleyecek olursak; Tanrı Kukulkan bilgi tanrısıydı. Kendisine Quetzalcoatl, Viracocha, Ahau Kin veya Tüylü yılan da denilirdi. Kukulkan dört ana elementin de tanrısıydı ve dört ana elementin simgesi olan canlıların da tanrısıydı.

Hava-Akbaba

Toprak-Mısır

Ateş-Kertenkele

Su-Balık

Efsaneler, Kukulkanın Doğu ufkunda belirip, denizden geldiğini söylüyor. Atalarına dokumacılıktan tarıma, astronomiden mühendisliğe dek daha birçok şey öğreten bu tanrının fiziksel özellikleri ise; Mayaların tasvirine göre, Mayaların aksine, beyaz tenli, açık renk gözlü, açık renk saçlı, uzun boylu bir tanrı. Elinde de sürekli bir asa taşıyor, uzun da bit sakalı var.

Mam, ilk suyu döken tanrıça diye de adlandırılır. Kukulkanın eşidir, dokumacılık ve sanatın yaratıcısıdır . Ayrıca kahraman ikizler İxbalanque ve Hunaphu’nun büyükannesiydi. Mayaların kutsal kitabı Popol-Vuh’ta bu kahraman kardeşlerin hikayesi de anlatılır. Bu ikiz kardeşler yeraltı tanrılarına meydan okurlar. Birçok engeli geçseler de yarasa dolu bir odaya sıkışırlar ve ölüm vampiri Hunaphu’nun kafasını kopartır. Yeraltı tanrıları bu kafayla bir çeşit top oyunu oynarlar İxbalanque tavşanla kafayı değiştirir ve kardeşini canlandırır sonrasında birlikte yeraltı tanrılarına saldırıp, onları alt ederler ve kurtulurlar. Maya topluluğu bu efsaneyi anmak için bir tür top oyunu ürettiler ve oynadılar.

Hunab Ku tanrının adının anlamı tek olan Tanrı’dır. Yaratan, var eden Tanrı’dır. Mutlak olandır ve tüm ilahların babası, efendisidir. “Ölçüyü ve hareketi vermiş tek olan” anlamına gelen bir isme sahiptir.

Itzamna; Göklerin, gecenin ve gündüzün efendisi ve Hunab kú’nun oğludur. Güneş ilahı olarak, Ahau yada Kakmò Kinich olarak da tezahür eder. Bu tanrı elyazmalarında dişsiz, kartal burunlu ve bazen sakallı olarak temsil edilir.

Kinich Ahau; Itzamnà’nın oğlu olan güneş ilahı. (Kinich Ahau: Maya Güneş tanrısıdır. Kinich ve Küniş. Türkçe Güneş kelimesi ile neredeyse birebir aynıdır.)

Ixchel; Itzamna’nın zevcesidir. Ay’ın ve dokumanın ilahesidir, sulara ve su baskınlarına hükmeder. Genellikle bir testi suyu yere döker halde temsil edilmiştir. Itzamna ve Ixchel, Mayalar tarafından EES olarak adlandırılırdı.

Chac yada Chaac; şimşek, yıldırım ve yağmur ilahıdır. Dört yöne bölünür; doğu (kırmızı), kuzey(ak), batı(kara), ve güney(sarı). İki köpek dişi belirgin olarak temsil edilir.

Maya kültüründe yaklaşık 100 kadar tanrının varlığından bahsedilir. Bunların en önemlileri ve en çok adı geçenleri yukarda saydıklarımdır ancak bilinen diğer tanrılar da az değildir. Mısır ilahı, ölüm ilahı, intihar ilahı, dağ ve depremlerin tanrısı gibi birçok tanrı vardır.

Mayaların çoklu inanç sistemi hayatlarını da şekillendirmiştir. Ticaretlerini, yapıllarını ve inşalarında kullandıkları boya ve maddeleri etkilemiştir.

1*NeZYJcF tXlXWkYjXtjQjw
1*YmEvSvH3fe V b4lLLkoAQ

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklamların gösterimine izin veriniz. Bu siteyi ayakta tutabilmek için gereklidir. Please allow ads to be displayed. This is necessary to keep the site up and running.