Yılan Ana ve Yılan Ata; Türk ve Altay mitolojisinde Yılan Tanrıça ve Yılan Tanrı. Çılan (Zılan, Cılan, Ilan) Ana da denir.
Yılanların kendilerinden türediği efsânevi yaratık.Yılan Tanrı. Çılan (Zılan, Cılan, Ilan) Ata da denir.
Nitelikleri
Şahmaran çoğu zaman dişi olarak tanımlanır. Yılanlara hükmeder. Yılan ordusunun başında birgün dünyayı istila edeceğinden korkulur. Ak Yılan olarak betimlenir. Yer altı güçlerini temsil eder. Yılan Ana’nın karnının altını eliyle sıvazlayan birinin herşeyin sırrına vakıf olacağına inanılır.
Zılan (Zilan / Zilañ / Zilant adıyla) Tatarların ve başkentleri Kazanın simgesi olarak kabul edilmiştir.
Erbüke, Türk halk inancında yarı insan yarı yılan olan varlıktır. Erböke de denir. Bu varlıkların başında Yılan Ana ve/veya Yılan Ata (Şahmaran) bulunur. Dişi olanları için “İşbüke” kullanılır. (Sözcük; Er “insan” ve Büke “ejderha, yılan” sözcüklerinin bileşimidir.)
Türk kültüründe yılan
Yılan şaman davulunda yeraltı dünyasıyla bağlantıyı sembolize eder. Altaylara göre, Erlik’in vücûdu baştan başa yılanlarla sarılıdır ve kırbaç yerine elinde yılan tutar halde tasvir edilir. Karanlık dünyayı, tek boynuzlu yılan şeklinde bir hayvan temsil eder.
Azerbaycan halk inanışlannda Ev İyesi genellikle yılan şeklindedir. Bu nedenle yılan olan evde bereket olacağına inanılır.
Ev İyesi, İnsanlann gözüne yılan şeklinde göründüğü zaman, ona dokunulmaz. “Ev Yılanı” denilen bu yılana zarar veren olursa o eve felaket gelir, kıtlık olur ve bereket gider.
Kara Yılan olarak betimlenir. Belinden aşağısı yılan, üst kısmı insan olarak tasvir edilir. Fars kültürünün etkisiyle “Şahmaran” tabiriyle özdeşleşmiştir. Yerin yedi kat altında yaşar. Her tür derde deva bulabilir. Yılan bu nedenle tıbbın sembolüdür.
Pek çok dinde insanoğlunu kandırarak cennetten kovulmasına neden olan varlık, yılan kılığına girmiş Şeytandır. Bazen boynuzlu olarak betimlenir.
Tek boynuzu vardır. Çift boynuz nasıl evrensel düzeni(zıtların birliğini) simgeliyorsa tek boynuzda düzensizliği, eksikliği, şeytâni varlığı temsil eder. Karanlık dünyadaki varlıklar hep tek boynuzlu, tek kollu, tek bacaklı varlıklardır. (Veya tek sayılar; üç bacaklı at gibi…) Sümerlerde Azag adlı büyük bir yılan vardır ve Türk kültüründeki Aza adlı kötücül varlıklarla da bağlantılı görünmektedir.
Erbüke ise, Türk halk inancında yarı insan yarı yılan olan varlıktır. Erböke de denir. Bu varlıkların başında Yılan Ana ve/veya Yılan Ata (Şahmaran) bulunur. Dişi olanları için “İşbüke” kullanılır. (Sözcük; Er “insan” ve Büke “ejderha, yılan” sözcüklerinin bileşimidir.)
Halk inanışlarında her erenin kendi yılanı olduğu kabul edilirdi. Her ocağın (tekkenin) öldürmesi günah olan bir yılanı vardır. Bazı halk efsânelerinde tılsımlı yılanlardan söz edilir. Bu yılanların karnının altını eliyle üç kez sıvazlayan birinin her şeyin sırrına vakıf olacağına inanılır. Yılan eti yiyen insan sihir gücüne kavuşur ve doğanın dilini anlamaya başlar. Bu durum, yılanın bilgeliğine olan eski inancın izlerini taşır.
(Yıl) kökünden türemiştir. Yılmak fiilinden gelir. Yılmak korkmak, çekinmek demektir demektir. Moğolcada aynı kökten gelen Şaldan (eski Moğolca Sıldang), ve eski Türkçe Yalang ise çıplak demektir. Yılanın tüysüz olmasıyla bağlantılıdır.