satürn

Satürn Hakkında – Yunan Mitolojisi

Satürn (Satürnüs), Yunan mitolojisindeki Kronos’a benzer bir geçmişi olan bir Roma tanrısıydı.

Genellikle sanatta bir tırpan kullanan olarak tasvir edilir, özellikle tohum-tahıl ile ilişkilendirilen bir tarım tanrısı olarak kabul edilirdi. Kendi adını taşıyan Saturnalia festivali, Roma takvimindeki en önemli ve hareketli olaylardan bir tanesiydi ve tanrının Roma’da ki Roman Forumu’nda kendisine adanmış büyük bir tapınağı da vardı.

Yunan Kökenleri

Yunan ve Roma mitolojisi iç içe geçmiştir ve çoğunluğa göre, tek ve benzer gibi görünürler. Tanrı ve tanrıçaların isimleri farklı olsa da – Zeus Jüpiter’e, Hades ise Plüton’a dönüştü – toplumdaki farklı rolleri ve konumları oldukça tutarlıdır. Romalılar Yunanlılarla ilk temas kurdukları andan itibaren, toplumları asla eskisi gibi olmayacak, isteksiz de olsa Yunanlaşacaklardı. Romalılar Yunan olan her şeye hayran kaldılar. Roma’nın en zengin ve en güçlü aileleri, erkek çocukları için Yunan hocalar bile tutardı. Cumhuriyet’in (ve daha sonra Roma İmparatorluğu’nun) edebiyatı, sanatı, felsefesi ve en başta dini sonsuza kadar değişecekti. Bu dini dönüşümün en iyi ve en eski örneklerinden biri toplumdan dışlanmış, Yunanistan’dan sürülen ancak Roma’nın tepelerinde ev bulan bir tanrı ile ilgili olacaktı. Onun adı Satürn’dü.

Bazı yazarlar, Satürn’ün Roma mitolojisinde Yunan dininin “istilasından” çok önce var olduğuna inanır ve onu Etrüsk tanrısı Satre ile ilişkilendirir; ancak bunun doğru olup olmadığı tamamen spekülatiftir. Yunan dini daha çok Romanlaştıkça, genellikle bir tırpan tutarken resmedilen Satürn veya Satürnüs, evrenin efendisi ve kendi çocuklarını yiyen tanrı olarak bilinen Yunan tanrısı Kronos ile daha yakından ilişkililendirilir. Uranüs (gökyüzü) ve Gaea’nın (yeryüzü) oğluydu. Zeus ve kardeşleri (Poseidon ve Hades) Titanlara karşı galip geldikten sonra, Satürn Yunan tanrılarının evi olan Olimpos Dağı’ndan kovulmuştur.

Satürn & Latium

ESKİ EFSANEYE GÖRE SATÜRN, ALTIN ÇAĞINDA LATİUM’U AKILLICA YÖNETTİ.

Efsaneye göre Satürn, Roma’nın gelecekteki yeri Latium’a yerleşti. Onun gelişi, başlangıçların ve bitişlerin tanrısı olan iki yüzlü Roma tanrısı Janus tarafından memnuniyetle karşılandı. Satürn hızla oraya yerleşti hatta yakındaki Saturnia şehrini kurdu. Antik efsaneye göre Satürn, Latium’u altın çağında, büyük bir refah ve barış zamanında akıllıca yönetti. Bu süre zarfında (bir tohum-tahıl tanrısı olarak) tarımla daha yakından ilişkili hale geldi ve dolayısıyla bu, sanatta tırpan tutan tipik tasvirinin nedenidir. Halkına çiftçilik ve bağcılığın (üzüm üretiminin) temel ilkelerini öğretti. Ayrıca yerel halkın “barbar” geleneklerinden kurtulmalarına yardımcı oldu ve bunun yerine daha sivil ve ahlaki bir yaşam tarzını benimsendi.

Saturnalia

Tarihçiler Satürn’ün kökenlerini ve Roma mitolojisindeki rolü hakkında tartışırken, Roma tarihindeki yeri iki öğeyle hatırlanır: tapınağı ve festivali. Festivali, Roma takviminde en çok beklenen festivallerden biridir. MÖ 498 civarında inşa edilen tapınağı, Capitoline Tepesi’nin eteğinde bulunuyordu ve Roma hazinesinin yanı sıra Roma Senatosu’nun kayıtlarını ve kararnamelerini barındırıyordu. Bakıma muhtaç duruma düşen yapı, İmparator Augustus döneminde yeniden inşa edilecekti. Onun Saturnalia festivali, Aralık ayının 17-23’ü arasında kutlanırdı ve kışlık tahıl ekimiyle bağlantılıydı. (Festivali Ağustos ayına koyanlar var). İmparator Augustus festivalin süresini üç güne indirse de Caligula ve Claudius daha sonra beşe çıkardı. Çoğu insan kararnameleri görmezden geldi ve yine de tam yedi gün boyunca kutladılar. Roma’nın ikinci kralı Numa’nın takviminin bir parçası olarak, festival, Satürn’ün ortağı veya eşi ve hasat tanrıçası olan Ops festivalinden hemen önce geldi ve o Yunan tanrıçası Rhea ile ilişkilendirildi. Satürn ayrıca başka bir eski İtalyan tanrısı Lua ile bağlantılıydı.

Temple of Saturn, Roman Forum

Festival yemek, içmek ve oyun oynamak için zamanın harcandığı diğer birçok festival gibiydi, çok sayıda oyun ve ziyafet vardı (Hristiyan tarihçiler gladyatörlerin ve insan kurbanlarının olup olmadığını sorguluyorlar). Festivale başkanlık eden sahte bir kral olan Misrule kralı veya Saturnalicius imparatoruydu. Hediyeler değiş tokuş edilirdi, genellikle mumlar veya çömlek heykelcikleriydi. Ancak kutlama haftasında kölelere eşsiz bir fırsat olan sınırlı bir özgürlük verildi. Birincisi, geleneksel keçe şapka veya pile giymek zorunda değillerdi. Serbest zaman kıyafetlerine de izin verildi ve benzersiz bir şekilde efendi ve köleler rolleri tersine çevirildi. Köleler efendilere emir verir, efendiler köleleri beklerdi. Festival, yeni bir kimlik ve isim olan Brumalia’yı alana kadar Hıristiyanlık dönemine kadar devam edecekti.

Bugün festivaller ve kutlamalar çoktan geride kaldı ve diğer birçok Yunan ve Roma tanrısı gibi, isimleri yalnızca tozlu, eski bir kitabın sayfalarında yer alıyor. Bununla birlikte, Satürn gibi birkaçı ölümsüzlük duygusuna ulaştı. Satürn’ü iki şekilde hatırlıyoruz, biri yoğun çalışma haftamızı bitiren Cumartesi ve bazen de gökyüzüne baktığımızda, Güneş sisteminin altıncı gezegeni olarak görebildiğimiz Satürn.