
Zeus ve Ganymede
Egisto Sani (CC BY-NC-SA)
Ganymedes, Yunan mitolojisinde büyük güzelliğiyle bilinen bir gençtir. Zeus, onun güzelliğinden etkilenir ve onu kaçırarak Olimpos Dağı’na götürür; burada Ganymedes, tanrıların kadeh sunucusu (içki sunucusu) olarak hizmet eder. Bu hikâye ilk olarak Homeros’un İlyada destanında yer alır ve orada herhangi bir cinsel bağ ima edilmez. Ancak ilerleyen dönemlerde Ganymedes, erkekler arası ilişkiler ve homoerotik tutkularla ilişkilendirilmeye başlanmıştır.
Homeros’un (M.Ö. 8. yüzyıl) anlattığı versiyona göre, tanrılar Ganymedes’in güzelliğini fark etmiş ve onu Zeus’un kadeh sunucusu olması için Olimpos’a getirmiştir. Ancak M.Ö. 6. yüzyıla gelindiğinde, hikâye Zeus’un Ganymedes’e âşık olması ve onu sevgilisi olarak yanına alması şeklinde aktarılmaya başlamıştır. Yunan trajedisi yazarlarından Sofokles (M.Ö. yaklaşık 496 – yaklaşık 406) ve diğer 5. yüzyıl şair ve oyun yazarları, Ganymedes ile Zeus’un sevgili olduğu anlatısını benimsemiş ve romantik-erotik unsuru geliştirmiştir. Bu durum, Ganymedes ile Zeus’un sevgili-sevilen ilişkisinin antik Yunan’da kupalar, tabaklar ve şarap testilerinde sıkça işlenen bir arketip hâline gelmesine yol açmıştır. Daha sonra Roma’da da bu arketip yaygınlaşmıştır.
GENCİN KAÇIRILMASI, İLK ZAMANLARDA HERHANGİ BİR ROMANTİK VEYA EROTİK İLİŞKİYLE BAĞLANTILANDIRILMAMIŞTIR; BU YORUMLAR DAHA SONRAKİ DÖNEMLERE AİTTİR.
Ganymedes, sanatta popüler bir konu olarak varlığını sürdürmüş ve Kova (Aquarius) takımyıldızıyla ilişkilendirilmiştir. Rivayete göre, tanrıların kadeh sunuculuğundaki ayrıcalıklı konumundan vazgeçmiş ve tanrıların sularını insanlığa sunarak ölümlülerin yararına çalışmaya başlamıştır. Böylece, su taşıyıcısı ve insanların koruyucusu rolünü üstlenmiştir. Tarihin farklı dönemlerinde, Ganymedes farklı değerlerin sembolü hâline gelmiş ve her dönemde toplumların hâkim değerlerini yansıtmıştır. Günümüzde ise en çok LGBTQ+ topluluğu ile özdeşleştirilir. Modern yorumlar, Ganymedes ile Zeus arasındaki aşkı ve Ganymedes’in başkalarının yararına ayrıcalıklı konumundan vazgeçmesini ön plana çıkarır; bu, hem fedakârlık hem de barışın korunması açısından önemli bir anlatı olarak görülür.
Mit Dünyası
Mit’in ilk ortaya çıktığı Homeros’un dünyasında, her biri kendi düzen anlayışını ve vizyonunu sürdüren güçlü tanrılar hüküm sürüyordu. Bu tanrıların düzeni, bazen halkın düzen anlayışıyla çelişiyor gibi görünüyordu. Genç bir erkeği isteği dışında kaçırmak, Yunan toplumunda hangi şehir-devletinde olursa olsun, suç sayılırdı. Ancak aynı eylem bir tanrı tarafından yapıldığında, bu affedilir ve bir neden için gerçekleştiği anlaşılırdı. Homeros’un dünyasını tanımlarken, bilim insanı Emile Mireaux şu yorumu yapar:
Dünya aslında yeryüzü, deniz ve gökyüzünde yaşayan ve aynı zamanda onlardan ayırt edilemeyen canlı varlıkların bir toplumudur. Peki, bu varlıklar ilahi kökenli midir? Cevap evettir, belirli bir ölçüde, ancak onların tanrısallık derecesi değişken ve kesin olmayan bir niteliktir; çünkü hepsi ölümsüz değildir.
Ayrıca, bu toplum insan gruplarına çok benzer bir hiyerarşi şeklinde organize olmuştur; benzerliği, aynı derecede düzensiz ve çalkantılı olmasıdır. Ayrılıklar, tutkular, kıskançlıklar ve rekabetlerle bölünmüştür… Homeros çağındaki insan, en azından düşünen insan, varlığını bu ilahi ya da yarı ilahi toplumla yakın ve sürekli bir temas halinde sürdürür.
Yeryüzünde yürümek, sularda yıkanmak, bu temasın gerçekleşmesiyle eşdeğerdir… İnsan, tanrıların, hatta en büyüğünün bile ziyaretlerine dair bir duyguya ya da algıya sahiptir. (s. 24-25)
Yunan mitlerinde, insanların tanrılarla karşılaştığı veya tanrılar tarafından kaçırıldığı birçok hikâye yer alır. Şafak tanrıçası Eos, kendi zevki için birçok erkeği kaçırmıştır ve elbette tanrılar da diğer tanrıları kaçırabilirler; bunun en bilinen örneği Hades ile Persephone ilişkisidir. Ganymedes’in hikâyesi, İlyada’da ilk kez ortaya çıktığında, işte böyle bir kaçırılma hikâyesi olarak anlatılır:
Tros, Truva halkının lideriydi ve ona üç oğlu doğdu: kusursuz Ilus, Assaracus ve tanrı gibi Ganymedes. Ganymedes, ölümlülerin soyundan doğan en güzeliydi. Bu yüzden tanrılar, güzelliği uğruna onu yanlarına aldılar; Zeus’un şarap sunucusu olması için, böylece ölümsüzler arasında yer alabilsin diye. (20.232)

Ganymede ve Kartal
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)
Bu metinde Ganymedes’in yaşı ya da Zeus’un gençle özel bir ilgisi olduğuna dair herhangi bir bilgi yer almaz (ancak bu durum sonraki dönemlerde değişmiş; özellikle Rönesans döneminde Ganymedes bazen çocuk ya da bebek olarak tasvir edilmiştir). Tanrılar, Ganymedes’in eşsiz güzelliği nedeniyle onu Olimpos’a götürmeye karar verirler; bu güzelliği ölümsüzleştirip korumak isterler. Bu tema sonraki yazarlar tarafından da korunmuş, ancak Zeus’un Ganymedes’e duyduğu hayranlık ve aralarındaki aşk hikâyesi de eklenmiştir. M.Ö. 6. yüzyılda yazan Theognis, bu durumu ele alan erken bir örnektir:
Bir genci sevmekte bir haz vardır; zira gerçekte, ölümsüzlerin kralı Kronos’un oğlu Zeus bile Ganymedes’e âşık olmuş, onu yakalamış, Olimpos’a götürmüş ve çocukluğun güzel tazeliğini koruyarak onu tanrısallaştırmıştır. (Parça 1.1345)
Homeros aynı cinsiyetten ilişkileri açıkça anlatmaz, ancak Akhilleus ile Patroklos gibi çiftlerin durumunda, erkeklerin bağının doğası hakkında yeterince ipucu verir. Ganymedes örneğinde ise, gencin kaçırılması başta herhangi bir romantik ya da erotik ilişkiyle bağlantılı değildir. Elbette eski bir izleyicinin Homeros’un metnini baştan beri aynı cinsiyetten ilişkiye gönderme olarak anlamış olması mümkün, ancak bu kesin değildir. Ancak M.Ö. 6. yüzyıla gelindiğinde, hikayenin en yaygın yorumu bu olmuş gibidir.
Ganymedes Mitolojisi
Bu hikâyeye çok sayıda ve farklı yazarın değinmiş olması, onun oldukça popüler olduğunu gösterir. Hikâyenin tek bir kesin versiyonu yoktur; Ovidius (M.Ö. 43 – M.S. 17) adlı Roma yazarı bu hikâyeyi derleyip yaygınlaştırana kadar farklı anlatımlar bulunur. Ancak Homeros ile Ovidius arasında kalan yazarların hemen hepsi, Homeros’un versiyonundan farklı ama temelde aynı hikâyeye atıfta bulunur.
Mit, Truva kentinin kurucusu Tros ile onun üç yakışıklı ve kusursuz oğlunun hikâyesini anlatır. En küçükleri olan Ganymedes, en güzelidir. Bir gün, Ganymedes sürülerine dağdaki İda Dağı’nda bakarken, Zeus onu bir kartal kılığına girerek görür, kapar ve Olimpos’a götürür. Olimpos’ta Ganymedes, Zeus’un genç sevgilisi ve kadeh sunucusu olur. Daha önce bu onurlu görevi gençlik tanrıçası Hebe yapmaktaydı. Zeus’un eşi ve tanrıların kraliçesi Hera, Hebe’nin annesi, Ganymedes’in gelişiyle çok öfkelenir ve bazı sonraki anlatımlarda sarayda Ganymedes’e çeşitli zorluklar çıkarır. Ganymedes, Hera’nın sarayda kendisine ve diğerlerine ne kadar sorun çıkarabileceğini anlayınca, Zeus’un kendisini serbest bırakması için bir yol arar ve aynı zamanda yeryüzündeki insanlara yardım etmek ister. Bunun için tanrıların suyunu ölümlülere sunar.

Zeus’un Ganymede’yi taşıması
Carole Raddato (CC BY-NC-SA)
Zeus, genç adama ve onun babasına haksızlık ettiğini anlar ve Ganymedes’i gökyüzüne, Kova (Aquarius) takımyıldızı olarak yerleştirir; Tros’a ise tanrısal atlar verir. Ganymedes insanlık için su taşıyıcısı olur, Hebe kadeh sunucusu görevine geri döner ve Hera, Zeus’un sonraki macerasına kadar sakinleşir. Bu, hikayenin temel şeklidir, ancak farklı versiyonlarda çeşitli ayrıntılar bulunur. Bazılarında Zeus, genci kaçırması için dev bir kartal gönderir, bazılarında ise kendisi bir adam olarak görünür. Bazı anlatımlarda Ganymedes 12 yaşında gibi görünürken, bazılarında yaklaşık 16 yaşındadır. Hera her zaman Ganymedes’in hayatını zorlaştırmak için harekete geçmez ve Hebe her zaman kadeh sunucusu görevine dönmez. Ancak tüm versiyonlar, Zeus’un Ganymedes ile olan romantik ve cinsel ilişkisi konusunda hemfikirdir. Bazı kaynaklar bu ilişkinin özel yönlerini eleştirirken, çoğu aynı cinsiyetten ilişkileri Homeros’un dünyasının etik anlayışıyla uyumlu ve M.Ö. 6-4. yüzyıl Yunanistan’ında bugün homoseksüel olarak tanımlanacak ilişkilerin kabulü olarak görür.
Sevgili ve Aşık
Bu dönemde, öncesinde ve sonrasında da, aynı cinsiyetten ilişkiler romantik ve cinsel çekimin başka bir ifadesi olarak kabul edilirdi. Eşcinsel ve heteroseksüel ilişki arasında bir ayrım yoktu çünkü bu kavramlar henüz ortaya çıkmamıştı. Aynı cinsiyetten ilişkiler kültürel bir gerçeklikti ve genellikle olumsuz değerlendirilmezdi. Araştırmacı Anthony Everitt şöyle der:
Erkekler kendilerini eşcinsel olarak tanımlamazlardı çünkü modern psikolojinin gelişimine kadar, erkek-erkek cinsel yönelimi heteroseksüelliğe alternatif olarak kabul eden bir kavram ve terim yoktu. (241)
Bu tür ilişkilerin en yaygın biçimi, arkadaşlığa (philia) dayanan ve aynı zamanda cinsel bir boyutu da olan, daha yaşlı bir sevgili (erastes) ile daha genç bir sevgili (eromenos) arasındaki ilişkidir. Sonraki yazarlar, Ganymedes hikayesini bu açıdan yorumlayarak, Ganymedes’i, daha yaşlı sevgili Zeus’un sevgisi ve bakımıyla gelişen sevgili olarak görmüşlerdir. Ancak herkes hikayeyi aynı şekilde yorumlamamış; antik Yunan’ın en tanınmış bazı yazarları bu miti tamamen reddetmiş ya da hayatlarının ilerleyen dönemlerinde bu görüşe varmışlardır.

Ganymede, Çember ve Horoz ile Oynuyor
Metropolitan Museum of Art (Copyright)
Örneğin, Ksenophon (M.Ö. 430 – yaklaşık 354), Ganymedes’in Zeus tarafından entelektüel yetenekleri nedeniyle beğenildiğini, aralarında hiçbir fiziksel çekim ya da cinsel anlam olmadığını savunmuştur. Platon (yaklaşık M.Ö. 428/427 – 348/347), başlangıçta Phaedrus diyalogunda (255) tanrı ile genç arasında bir sevgili-sevgili ilişkisini kabul eder, ancak daha sonra Yasalar adlı geç dönem diyalogunda bu görüşünden vazgeçer ve Ganymedes miti üzerinden aynı cinsiyetten ilişkilerin “yaratıldığını” ve Kretalıların bunu meşrulaştırdığını ileri sürer:
Kesinlikle gözden kaçırılmaması gereken bir nokta vardır: Erkek ile dişi üreme için bir araya geldiğinde, yaşanan zevk doğaya uygun sayılır; ancak erkek ile erkek ya da dişi ile dişi eşleşmesi doğaya aykırıdır ve bu tür büyük aykırılıkları işleyenler zevke köle oldukları için böyle davranmışlardır. Hepimiz, Ganymedes hakkındaki hikayeyi uyduranların Kretalılar olduğunu suçlarız; çünkü onların yasalarını Zeus’tan aldıklarına inanılır ve bu nedenle, Zeus’un örneğini izleyip bu zevki de tattıkları sanılsın diye bu hikayeyi eklemişlerdir. (636c)
Ganymedes mitinin Kıbrıs’tan mı yoksa başka bir yerden mi çıktığına dair kesin bir kanıt yoktur, ancak Platon’un sözleri, özellikle sevgili ve aşık arasındaki aynı cinsiyetten ilişkiler hakkında eski bir şair-filozofun görüşünü yansıttığı için ilginçtir. Bu tür ilişkiler yaygın olarak yapılırdı ve Platon da eskiden bunları onaylamıştır. Platon’un Yasalar adlı eserindeki satırlar, antik Yunan’da aynı cinsiyetten ilişkilerin evrensel olarak kabul görmediğinin “kanıtı” olarak sıkça gösterilir, fakat onun daha önce yazdığı Şölen ve Phaedrus gibi eserleri ile diğer birçok yapıtı bu ilişkileri destekler ve özgürce seçilen bu ilişkileri demokrasinin temeli ve ruhun yüceltilmesi olarak över. Çünkü bu ilişkiler üremeyle ilgili toplumun değerlerinden bağımsızdır.
Ganymedes miti, özellikle görsel sanatlar yoluyla, homoerotik ilişkileri kutlamak için sıkça kullanılmıştır. Berlin Ressamı olarak bilinen sanatçı, Ganymedes’in hikayesini kırmızı figürlü bir krater (şarapla suyun karıştırıldığı bir kap) üzerinde betimlemiş ve onu Zeus’un verdiği hediyelerle mutlu olan atletik bir genç olarak göstermiştir. Çoğu antik tasvir bu çizgide ilerlerken, Ganymedes’in çocuk ya da bebek olarak gösterilmesi ve mitin aşağılayıcı bir anlam kazanması ancak Orta Çağ ve Rönesans dönemlerinde Avrupa’da gerçekleşmiştir.
Ganymedes Sembolü
Kartal, Zeus’un gücünü ve bilgeliğini simgeliyordu ve kartal tarafından ziyaret edilen kişinin özellikle kutsanmış ve yüceltilmiş olduğuna inanılıyordu.
Daha önce belirtildiği gibi, Ganymedes farklı dönemlerde kültürlerin değerlerini yansıtan bir sembol haline gelmiştir. Rönesans dönemine gelindiğinde ise, Hristiyan yorumları Yunan mitlerinin üzerinde etkili olmuştur. Hristiyan Yeni Ahit’ten Aziz Pavlus’un mektupları ile Eski Ahit’teki Levililer Kitabı’ndan bazı bölümler, aynı cinsiyetten ilişkileri kınayan ifadeler olarak anlaşılmış ve bu nedenle Ganymedes, bir kartal biçiminde bir tanrı tarafından kaçırılan çocuk olarak sıkça tasvir edilmiştir. Bu, hikayeyi aynı cinsiyetten ilişki temasından uzaklaştırmak ya da dinleyiciye bu tür ilişkilerin ne kadar sapkın görülmesi gerektiğini vurgulamak amacıyla yapılmıştır.
Ancak İncil’de, günümüzde bile aynı cinsiyetten ilişkileri kınamak için alıntılanan bölümler, aslında önceki çoktanrılı dini ve kültürel uygulamalara ait davranışların yasaklanmasıyla ilgilidir. Bu yasaklar, Yahudilik ve sonra Hristiyanlığın bu uygulamalardan uzaklaşma çabasıdır. Birincil kaynaklardan anlaşıldığı üzere, birçok antik kültürde aynı cinsiyetten ilişkiler genel olarak heteroseksüel ilişkilere alternatif olarak görülmüştür. Hristiyanlık mitleri yorumlayan ana bakış açısı haline geldikçe, aynı cinsiyetten çiftler ya değiştirilmiş, kötülenmiş ya da çevirilerden çıkarılmıştır.
Hristiyanlık öncesi döneme ait Romalı şair Virgil’in eserinde bile, Ganymedes istemediği halde kartal tarafından kaçırılan ve tecavüze uğrayan bir kurban olarak tasvir edilir; çoban arkadaşları ve köpekleri çaresizce bağırmaktadır. Ancak, mitin ilk kez duyulduğu dönemin dinleyici dünyasında bu mesaj açık ve aynı zamanda ilham verici olmuştur.

Ganymedes’in Kaçırılması Mozaiği
Carole Raddato (CC BY-NC-SA)
Antik Yunanlılar için Ganymedes miti, yaşça büyük olan aşık Zeus’un, genç Ganymedes’i göklere yükselttiği aynı cinsiyetten aşık ve sevgili ilişkisinin örnek bir hikayesi olarak iyi işlemiştir. Yaşça büyük olan aşık, genç sevgilisini büyütüp geliştirmelidir. Kartal Zeus’un simgesiydi; bir hikayeye göre, kartal her şeyin Annesi Gaia tarafından yaratılmıştı ve Zeus bu simgeyi bayrağında kullanıyordu. Zeus’un kendisi kartala dönüşse de, Ganymedes’i almak için bir kartal gönderse de, antik Yunanlı dinleyiciler için mesaj aynıydı. Kartal, Zeus’un gücünü ve bilgelik simgesiydi ve kartal tarafından ziyaret edilen kişinin özellikle kutsanmış ve yüceltilmiş olduğu düşünülürdü, Mireaux’nun anlattığı gibi:
Tanrıların dili farklı şekillerde olabilir. Mesajlarını gök gürültüsü, rüzgarlar, göktaşları ve diğer alametler aracılığıyla ya da uçan bir kuşla iletebilirler. Ancak ayrıca mesajlarını insanlara iletmek için özel elçiler de kullanabilirler. (26)
Mitte, Zeus’un kartal ya da Zeus tarafından gönderilen bir kartal olarak habersiz çobanı yakalayıp tanrıların diyarına götürmesi anlatılır. Bu, günümüz okuyucusuna, hayatın zor göründüğü bir anda piyangoyu kazanmak gibi bir şeydir. Ganymede, tüm güzelliğine rağmen, Tros’un üçüncü oğlu olduğu için büyük bir miras umma ihtimali düşüktü.
En iyi ihtimalle, abilerinin cömertliği sayesinde kazançlı bir pozisyon elde etmiş olurdu. Ancak onun yerine, bir tanrı tarafından zaman ötesine taşınır ve sonra ona bakılır, yetiştirilir. Modern dünyanın aynı cins ilişkileri reddedişini çıkarırsak, hikaye net bir şekilde mutlu sonla biten bir masal olarak duyulur; hatta Ganymede, kutsal pozisyonunu reddedip tanrılar arasında barışı sağlamak ve insanlığa yaşam suyunu vermek için fedakarlık yapsa bile.
Sonuç
Ganymede, antik izleyiciler tarafından saygı duyulan, hatta belki de benzer bir talihin kendilerine de uğramasını umut eden biri olarak kıskanılmış olabilirdi. Mireaux şöyle yorumluyor:
Elbette, genel olarak tanrılar (ocak, tarla, orman ve su tanrıları hariç) insanlarla doğrudan ve kalıcı ilişkiler kurmazlar… Onlar, rehber ve danışman olarak ya da uyarıları taşıyan varlıklar olarak farklı şekillerde ilişki kurarlar; ancak bazen insanları aldatabilir ve yanılsamalar verebilirler. Birçok doğal olay aslında tanrılar tarafından kullanılan işaretlerdir; yeter ki doğru tanıyıp yorumlayabilsin insan. (26)
İnsanlığın ilahi varlıklarla etkileşim modeliyle karşılaştırıldığında, Ganymede tanrılar ya da bir tanrı tarafından özel olarak güzelliği nedeniyle seçilmiş ve göklerde ölümsüzlük verilmiştir. Modern LGBTQ+ topluluğunda ise Ganymede, aşktan ve sevilmekten doğan bir yücelmenin simgesi olmaya devam eder; bu da genç çobanın Zeus’un kartalıyla yaşadığı gibi ruhun göklere doğru yükselişine olanak tanır.
Kaynak