Rhea Yunan Mitolojisi
Rhea (Rheia olarak da yazılır) bir Titan‘dır ve Yunan mitolojisindeki ana tanrıçadır. Gaia (Toprak) ve Uranus (Cennet) ebeveynleridir, aynı zamanda Rhea, Olimpos Dağı ilahlarının annesidir. Rhea, sıklıkla Frigya (Anadolu) ana tanrıçası Kibele ile özdeşleştirilir. Roma’daki mevkidaşı ise Ops’tur, bereket ve hasat tanrıçasıdır.
Rhea’nın en önemli tanınma sebebi, kocası Kronos yemesin diye sakladığı oğlu Zeus ile diğer Olimpos ilahlarının annesi olmasıdır. Toprak ve doğurkanlık tanrıçası olarak antik Yunan dünyasının büyük bölümünde kendisine tapılmıştır.
Doğumu ve Ailesi
Hesiod’un (M.Ö. 700) Teogoni eserine göre, Rhea, Gaia (Toprak) ve Uranus’ün (Cennet) çocuğudur. Ek olarak, Oceanus, Themis (Adalet), Mnemosyne (Hafıza), Tethys (Okeanidlerin annesi) ve Kronos’un yanı sıra çeşitli diğer mitolojik figürlerin de kız kardeşidir.
Uranus, çocuklarından nefret etmekteydi, bu sebepten onları toprağın altına gömmüş, günışığından mahrum bırakmıştı. Sonunda Gaia çocuklarını kurtarmak için bir plan hazırladı, plana göre orakla babalarının üreme organını kesmeleri gerekmekteydi, ancak sadece Kronos bu planı gerçekleştirmek için gönüllü olacak kadar cesurdu.
Kronos, babasını yendikten sonra Rhea ile evlendi, ve birlikte birçok çocuk sahibi oldular.
Rhea, Kronos tarafından zorlanmasının ardından
Ona olağanüstü çocuklar doğurdu:
Hestia, Demeter, altın terlikli Hera, güçlü Hades
Yeraltı dünyasında yaşayan
Ki kalbinde merhamet yok, ve bir diğeri
Öyle güçlü çarpıyor ki dünyaya onu sarsıyor,
Son olarak düşünceli Zeus, tanrıların ve insanların babası
Yıldırımlarıyla dünyayı oynatıyor
(Hesiod, Teogoni, 453-461)
Rhea ve Zeus
Gaia ve Uranus, oğullarını babasının kaderini tekrardan yaşayacağını konusunda uyarmışlardı; kendi oğulları tarafından yok edilecekti. Bu sebeple Rhea her doğum yaptığında, Kronos bu kehanet gerçekleşmesin diye çocuklarını yutuyordu.
Rhea, Zeus’a hamileyken ebeveynlerinin yanına giderek yardım istedi, bir çocuğunun daha Kronos tarafından yutulmasını istemiyordu. Gaia ve Uranus’ün tavsiyesiyle Rhea, Girit Adası’na gitti, Dicte Dağı’nda bulnan bir mağarada Zeus’u doğurdu. Eve, Kronos’a gitti ve doğum yapıyormuş gibi yaptı, ancak doğum yaptığında ona battaniyelere sarılmış bir taş parçası verdi. Kronos şüphelenmeyerek, son doğan “çocuğunu” diğerleri gibi yuttu.
Girit’te ise Zeus, Adrastia ve Ida (Meliae) adlı iki peri tarafından yetiştiriliyordu, Amaltheia adlı dişi keçinin sütüyle büyütülüyordu. Zeus hızla gücünü arttırıyor, bilgisini genişletiyordu, ve Rhea biliyordu ki Zeus kısa zamanda Kronos’u tahtından deviren kişi olacaktı, tıpkı Kronos’un da kendi babasını devirdiği gibi. Rhea’nın arkadaşı Okeanid Metis, Zeus’a Kronos’un bütün çocuklarını kusmasını sağlayacak bir iksir verdi. Kronos, ters sırada çocuklarını kustu: önce taş çıktı, sonra Poseidon, Hades, Hera, Demeter ve Hestia. Zeus’un kardeşleri ona hep itaat edecekleri konusunda yemin ettiler, ve böylece Olimpos tanrılarının çağı başlamış oldu.
Rhea ve Dionysos
Klasik anlatılara göre, Dionysos üç kere doğmuştur. Babası Zeus, annesi Semele ile birlikte olabilmek için ölümlü kılığına girmiştir. Semele, Dionysos’a hamileyken Zeus’un kendi tanrı halini göstermesini istemiştir. Ne yazık ki Zeus’un gerçek formundaki ilahi görüntüsü Semele’nin ani ölümüne sebep olmuştur. Daha doğmamış olan Dionysos, Zeus’un baldırına yerleştirilmiştir, ilahi bir doğum gerçekleşmiştir.
Hera’nın Dionysos’un varlığını öğrenmesinin ardından, Titanlara Dionysos’u parçalamaları konusunda emretmiştir. Bu mitin bazı versiyonlarında Rhea, yani Dionysos’un büyükannesi, torununun parçalarını bulur ve onları biraraya getirerek onu yeniden canlandırır. Torununu Hera’dan korumak için ona koç görünümü verir ve babası Zeus’un yanına götürür.
Rhea, Jason ve Argonotlar
Apollonius Rhodius’un (M.Ö.295) Argonautica eserinde anlatıldığı üzere, Jason ve Argonotların yanlışlıkla Dolionia Kralı Cyzicus’u öldürmelerinin ardından, topluluk kralın cenaze oyunlarını bizzat kendileri düzenler. Ancak, zorlu hava koşullarından dolayı Dolionia adalarında mahsur kalırlar. Ancak gece olunca bir iskele kuşu, mesaj taşıyarak yanlarına gelir. Hem peri hem de argonot Mopsus, kuşun dediklerini anlayarak Jason’a kehaneti iletmek için onu uyandırır.
İskele kuşuna göre, fırtına sadece ana tanrıçayı (Rhea’yı) onurlandırırlarsa dinecektir. Böylece Jason ve Argonotlar, Trakya kıyılarına giderek altar inşa ederler, meşe yapraklarından yapılma çelenkler takarlar. Rhea’ya fırtınayı durdurması için yakarırlar, onun adına toprağa şarap dökerler. Rhea, çağrılarını duyar ve onlara işaretler yollar. Aniden ağaçlarda bolca meyve belirir, ve etraflarında parlak çiçekler yetişir. Vahşi hayvanlar inlerinden dışarıya çıkar. Yolladığı en etkileyici işaret ise, normalde su olmayan Dindymum Dağı’ndan yolladığı coşkun sulardır (bundan sonra Jason Pınarı olarak anılacaktır). Güruh, tanrıça için Ayıların Dağı’nda bir ziyafet düzenler, onun adına şarkılar söylerler. Güneş doğmaya başlarken hava dinmiş, böylece yola çıkmayı başarmışlardır.
Diğer Mitler
Rhea, çeşitli Yunan mitlerinde az da olsa yer almıştır. Apollonius Rhodius’un Argonautica‘da anlattığı üzere, Zeus Girit Adası’nda büyürken Kronos Pelion Dağı’na gitmiş, burada Okeanid Philyra ile birlikte olmuştur. Rhea onları yakalayınca Kronos panikleyerek zıplamış, ata dönüşmüş ve uzaklara kaçmıştır.
Demeter’e Homer İlahisi‘nde ise, Hades tarafından zorla yeraltı dünyasına götürülen Persephone dünyaya döner ve Demeter ile kavuşur. Dönüşünün ardından Zeus, Rhea’dan Demeter’i yeniden tanrıların arasına çağırmasını rica eder.
Gel, çocuğum,
Gürleyen ve her şeyi gören Zeus seni
Yeniden tanrılar topluluğuna çağırıyor
Ve sana imtiyazlar vereceğine yemin ediyor,
Ölümsüz tanrıların arasına döndüğünde.
Ve şuna da söz verdi, başını sallayarak
Bir yılın üçüncü kısmında
Kızının yeniden zifiri karanlığa döneceğini
Ancak kalan iki kısımda seninle ve diğer tanrılarla
Beraber olacağını söylüyor.
(Homer İlahileri: Demeter’e Homer İlahisi, 460-466)
Demeter bu yakarının ardından annesini dinlemiştir, ve Persephone ile birlikte Olimpos Dağı’na, diğer tanrılarla beraber yaşama dönmüşlerdir.
Daktiller ve Koureteler (Korybanteler)
Bazı anlatılara göre, Rhea Zeus’a doğum yaparken ellerini toprağa bastırmıştır ve Daktiller ellerinden doğmuştur; beş dişi sol elinden, beş erkek de sağ elinden. Erkek daktiller Berecynthus Dağı’nda demiri keşfetmişlerdir, dişi daktiller ise Semendirek’e yerleşmiş, orada büyü ile ilgilenmişlerdir. Rivayete göre Celmis adındaki daktillerden biri, tanrıçaya saygısızlık ettiğinden dolayı cezalandırılmış, Rhea tarafından bir demir parçasına çevrilmiştir.
Koureteler (Kurete, Curete) Zeus’u Girit Adası’nda büyüten Rhea’nın hizmetkarlarıdır. Bebek Zeus ağlarken babası duymasın diye şarkılar söylemişler, dans etmişler, kalkanlarını birbirine çarparak ses çıkarmışlardır. Bundan dolayı Rhea’nın takipçileri de onu dans ederek, şarkı söyleyerek ve kalkan çarpıştırarak anacaklardır.
Korybanteler ise Kibele’nin hizmetkarları olarak bilinmektedir. Ancak Euripides (M.Ö. 484-407) ve Strabo (M.Ö.63-M.S.23) dahil bazı antik yazarlar bu iki terimi hem Rhea’nın hem de Kibele’nin hizmetkarları için kullanmışlardır.
Rhea ve Kibele
Rhea, Yunanistan, Roma ve Anadolu’da kendisine tapılan Frigyalı tanrıça Kibele ile sıklıkla özdeşleştirilmiştir. M.Ö. 6.yüzyılın ortalarında, antik yazarlar Rhea ve Kibele’yi birbiriyle bağdaştırmışlardır. Örneğin, Meter olarak bilinen tarikat hem Rhea’nın hem de Kibele’nin tarikatı olarak kullanılırdı.
İki tanrıçanın bağdaştırılması, Kibele’nin ana tanrıça olarak görülmesini sağladı- tıpkı Rhea gibi, o da artık tanrıların annesi olarak anılıyordu. Aynı zamanda bu, özellikle antik Yunan dünyasında aktif olan Meter tarikatının coşkulu inanç ritüellerini de sağladı. Bu ritüellerin kökenlerinin de Girit’te geçen Zeus ve Koureteler hikayesi olduğu düşünülmektedir. Rhea ve Kibele farklı iki kimlik olarak ortaya çıkmış olsalar da, esasında zamanla aynı ilahın farklı iki varoluşu haline gelmişlerdir.
Rhea, M.Ö. 4.yüzyılda Yunan sanat eserlerinde belirmeye başlamıştır, ve bu ikonlarda Kibele ile olan bağdaştırılması net bir şekilde görülmektedir. Rhea’nın tarikatı Girit’teki Ida Dağı’nda, Kibele’ninki ise Anadolu’daki Ida Dağı’nda bulunurdu.
Rhea’ya İbadet ve Kalan Mirası
Ana tanrıça olarak, Rhea’ya adanmış çeşitli tapınaklar bulunmaktaydı. Atina’daki bir tapınak hem Rhea’ya hem Kronos’a adanmıştı, Thebes ilinde (Yunanistan) ise ona ve Pan‘a adanmış bir tapınak bulunuyordu. Olimpos’ta Metroön olarak geçen bir tapınak vardı, bu tapınak Rhea’yı ana tanrıça olarak yüceltmek için inşa edilmişti.
Rhea’ya boğalar, koçlar ve keçiler kurban edilirdi. Kanın vaftizi olarak geçen (yaşamın yeniden canlandırılması) ritüel de Rhea için yapılırdı.
Satürn‘ün en büyük ikinci ayı da Rhea’nın ardından isimlendirilmiştir. 1672 yılında astronom Giovanni Domenico Cassini (1625-1712) tarafından keşfedilmiştir. Diğer ayların ismi de Dione ve Tethys’tir.