Güneş Kursları

[ad_1]

Güneş Kursları; Hitit sanatında Güneş Kursları oldukça büyük bir yer kaplamaktadır.

Boğa, Hitit sanatında oldukça önemli bir yere sahiptir zira boğa Hititlerin baş tanrısı olan gök tanrının atribütü, yani simgesi, sembolü idi. Hal böyle olunca güneş kurslarında çoğunlukla boğa, boğanın yanı sıra da geyik, aslan gibi çeşitli hayvanlar kullanılmıştır.

Bu hayvanlarında bir takım tanrıların sembolleri olmuş olması gerekir.

Bu güneş kursları yüksek ihtimalle o dönemde dinsel bir öğe olarak kullanılıyordu.
Bununla birlikte Alacahöyük ve Horoztepe gibi kazı alanlarında ele
geçen bir takım hayvan figürinleri de, tıpkı güneş kursları gibi bir sopanın
ucuna geçirilip, rahipler tarafından dinsel törenlerde kült aracı olarak
kullanılıyordu.

                Herkesçe malumdur ki insanoğlu var olduğu ilk günden itibaren kendisinden daha üstün bir
varlığa inanma ihtiyacı hissetmiştir.

Bu ihtiyaç nedeniyle insanlar anlamlandıramadığı şeylere; örneğin güneşe, ya da meteor çarpması neticesinde meteorlara; daha sonra ise kendinden üstün gördüğü varlıklara örneğin
hayvanlara tapmıştır.

Ancak Hatti Uygarlığı bu evreleri çoktan geçmiş,
antropomorfik tanrılara yani daha çok insan vasfı yüklenmiş soyut tanrılara
tapıyorlardı. Dolayısıyla da bu güneş kurslarının kökeni Hattiler’e dayanıyor
olamaz. Bu düşünce ile hareket ettiğimizde güneş kurslarının Hitit kökenli
olduğu düşünülmektedir.

                Alacahöyük’te
yapılan kazılarda ele geçen güneş kurslarının bir tanesinde güneş bir çift boğa
boynuzu üzerinde tasvir edilmiştir. Bu güneş kursu büyük bir ihtimalle hayvan
atribütlü tanrılar ile bütün kainatı simgelemekteydi. Boğanın boynuzu üzerinde
bulunan ve tam olarak ne olduğu anlaşılmayan bir hayvandan ise güneş ışınlarını
anımsatan ışınlar çıkmaktadır. Bu tasvir de büyük bir ihtimalle güneşi
simgeliyordu. Güneş Kurslarının Hititler tarafından kullanıldığının bir başka
göstergesi ise, Hitit Krallarının yazdırdıkları yazıtlara “Ben güneş” diyerek
başlamalarıdır. Belki de güneş kurslarındaki bu tasvir, direkt olarak Hitit
krallarını simgeliyordu.

                Üzerlerinde
çeşitli hayvan figürleri ve tasvirler bulunan bu alemler, dinsel ritüellerde
rahipler tarafından taşınırdı. Bu hayvan figürlerinin hepsi tek tek bir tanrıyı
temsil etmekteydi. Alemi oluşturan çemberlerin üzerinde de sallandıklarında
sesler çıkartan çıngıraklar bulunuyordu.

                Sonuç
olarak bütün alemlere baktığımızda bütün hepsinin bir çift boğa boynuzu
üzerinde yer almakta olduğunu görmekteyiz. Yukarıda da anlattığımız gibi bu
alemler bütün bir kainatı simgelemekteydi. Ekrem Akurgal bu durumu eski bir Türk
efsanesi ile bağlantı kurarak açıklar: “Dünya
bir öküzün boynuzları üzerinde durur ve öküz başını salladığında deprem olur”

[ad_2]

Source link