Büyü
Büyü

Büyü Nedir

Büyü, genellikle doğaüstü güçlerin veya gizli enerjilerin kullanılarak belirli etkilerin yaratılması amacıyla yapılan ritüel, sihir veya ezoterik uygulamalardır. Bu kavram, farklı kültürlerde ve inanç sistemlerinde farklı anlamlara gelebilir. Bazı kültürlerde büyü, olumlu niyetlerle yapılan ritüelleri içerebileceği gibi, diğerlerinde olumsuz niyetleri ifade eden zarar verici uygulamaları da kapsayabilir.

Büyü, tarih boyunca birçok toplumda var olmuş ve farklı amaçlara hizmet etmiştir. Bazı kültürlerde, büyü daha çok iyileştirme, şifa ve koruma amacıyla kullanılırken, diğerlerinde düşmanları etkisiz hale getirme, aşkı kontrol etme veya zarar verme gibi niyetlerle de kullanılmıştır.

image

Modern bilim ve rasyonel düşünceyle uyumlu olmayan bu tür uygulamalar genellikle mistik veya eski inanç sistemleriyle ilişkilendirilir. Ancak, birçok insan hala büyüye inanır ve bu tür uygulamaları gerçekleştirmeye devam eder. Bilim açısından bakıldığında, büyü genellikle objektif delillere dayanmayan, doğaüstü güçlere veya etkilere atfedilen bir dizi inanç ve uygulamadan oluşur.

Büyü kavramı, farklı kültürlerde ve inanç sistemlerinde farklılık gösterdiği için, anlamı ve algılanışı oldukça geniş bir perspektife sahiptir.

Büyü türleri

Büyü, farklı kültürlerde ve inanç sistemlerinde çeşitli türlerde gerçekleştirilebilen ritüel ve uygulamalara işaret eder. Büyü türleri genellikle amaçlarına göre sınıflandırılabilir. İşte bazı yaygın büyü türleri:

  1. Aşk Büyüsü: Aşk büyüsü, kişilerin duygusal bağlarını güçlendirmek veya belirli bir kişinin aşkını kazanmak amacıyla yapılan büyülerdir. Bu tür büyüler genellikle romantik ilişkilerle ilgili olabilir.
  2. Koruma Büyüsü: Koruma büyüsü, kişiyi kötü enerjilerden, zararlı etkilerden veya olumsuz olaylardan korumak için yapılan büyülerdir. Kişinin enerjisini yükseltmek ve olumlu bir koruyucu kalkan oluşturmak amaçlanabilir.
  3. Şifa Büyüsü: Şifa büyüsü, kişinin fiziksel veya zihinsel sağlığını iyileştirmek amacıyla gerçekleştirilen büyülerdir. Bu tür büyüler genellikle hastalıkları iyileştirmek veya sağlığı korumak üzerine odaklanabilir.
  4. Para ve Bolluk Büyüsü: Para ve bolluk büyüsü, finansal refahı artırmak, bereketi çekmek veya maddi konularda iyileşme sağlamak için yapılan büyülerdir.
  5. Büyü Bozma: Büyü bozma, bir kişiye yapılmış olan olumsuz bir büyüyü etkisiz hale getirmek veya geri çevirmek amacıyla yapılan uygulamalardır.
  6. Büyü Yapma ve Zarar Verme Büyüleri: Bazı kültürlerde, kişisel çıkarlar için veya düşmanlara zarar vermek amacıyla yapılan büyüler bulunmaktadır. Bu tür büyüler genellikle etik ve ahlaki konularda tartışmalıdır.
  7. Elemental Büyü: Bazı büyü sistemleri, doğa elementlerini kullanarak çeşitli etkiler yaratmaya odaklanır. Bu, su, hava, ateş ve toprak gibi elementlerin enerjilerini manipüle etmeyi içerebilir.

Bu sınıflandırma genel bir bakış sunmaktadır ve büyü türleri, kültürlere, inanç sistemlerine ve bireylerin tercihlerine göre oldukça çeşitli olabilir. Büyü, esasen bir inanç ve kültürel bağlam içinde anlam kazanan bir kavramdır.

4. yüzyıldan kalma bir vudu bebeği. Bu tür büyüde bebeğe verilen zararların o bebeğin temsil ettiği düşmana da etki edeceğine inanılır.

Büyü, ak büyü ve kara büyü olarak ikiye ayrılır. Ak büyü, iyi niyetle bir canlının iyiliği için yapılan büyüdür. Ruhsal şifacılık veya bencilce bir amaç gütmeyen dualar vb. bu gruba girer. Kara büyü ise, kötü niyetle, nefsani amaçlarla, maddi veya manevi bir çıkar sağlamak üzere yapılan büyüdür. Bir kimseye o kimseye ait herhangi bir nesne (saç kılı vs.) aracılığıyla yapılan büyüye “araçlı büyü”, kukla gibi bir benzerini yapmak yoluyla yapılan büyüye ise “kopyalı büyü” (simulakrum) adı verilir.

image 1

Kara büyü yapanların gönderdikleri tesirlerin kendilerine dönerek bizzat kendi üzerlerinde etkili olmaları sonucunda maruz kaldıkları şok, “geri dönüş şoku” olarak adlandırılır. Kara büyü ile uğraşanların başlarına gelenler “geri dönüş şoku” olarak açıklanır. Bu yüzden büyü sanatı çok tehlikeli bir sanattır. Ezoterik ve okült kaynaklara göre, eski inisiyelerin yapabildiği gibi niyetlerini, isteklerini, düşüncelerini ve imajinasyonunu denetleyemeyen insanlar asla bu alanlarda çalışma yapmamalılardır. Çünkü insanın niyeti “iyi niyet” sınırını aşıp nefsaniyet sınırına kaydığı an, çalışma kara büyüye dönüşür ve geri dönüş şoku tehlikesi başlar. Büyücüye okült literatürde majisyen adı verilir.

Sudan’ın güneyinde yaşayan Azandeler büyüyü cadılık ve kâhinlik birlikte doğanın ve toplumun olağan bir parçası olarak görürler. Böylece farklı olgular, her parçası ötekini destekleyen kapalı bir mantık sistemi oluşturur ve hem doğal ve toplumsal düzen için, hem de düzensizlik ve rastlantı için akılcı bir nedensellik sistemi ortaya çıkar.

Ritüel ve doğal büyüler

Büyü uygulamaları genellikle ritüel ve doğal büyüler olarak iki ana kategoriye ayrılabilir. Bu iki tür, büyü pratiğinin farklı yönlerini temsil eder:

  1. Ritüel Büyü:
  • Tanımı: Ritüel büyü, belirli bir düzen, sıra veya formata göre gerçekleştirilen organize ve sembolik eylemler içeren büyü pratiğidir.
  • Amaçları: Ritüel büyüler genellikle belirli bir amaca hizmet etmek üzere tasarlanır. Örneğin, aşk ritüeli, koruma ritüeli, bereket ritüeli vb.
  • Özellikler: Bu tür büyülerde, belirli semboller, sözler, hareketler veya nesnelerin belirli bir sırayla kullanılması önemlidir. Aynı zamanda, belirli bir enerji veya niyetin odaklanması da ritüel büyülerin temel özelliklerindendir.
  • Geleneksel ve Okült Pratikler: Birçok mistik veya okült geleneğin bir parçası olarak, ritüel büyüler genellikle belirli bir inanç sistemine veya geleneksel yapıya dayanır.
  1. Doğal Büyü:
  • Tanımı: Doğal büyü, doğadan gelen enerjileri, sembolleri ve doğal elementleri kullanarak gerçekleştirilen bir büyü türüdür. Bu, daha organik ve bağlantılı bir şekilde enerjiye odaklanmayı içerebilir.
  • Amaçları: Doğal büyüler genellikle doğa ile uyum içinde olma, enerjiyi dengeleme, şifalanma ve evrende var olan enerjilere duyarlılık geliştirme amacını taşıyabilir.
  • Özellikler: Bu tür büyülerde, doğadan gelen nesneler, bitkiler, mineraller ve diğer doğal unsurlar önemlidir. Enerji akışını yönlendirmek için meditasyon, doğal sembollerin kullanımı ve doğal döngülere uyum önemli bir rol oynar.
  • Ekolojik ve Spiritüel Bağlantı: Doğal büyü, genellikle doğanın saygı görmesi, ekolojik dengeye dikkat edilmesi ve doğanın ruhsal boyutlarına duyarlılık içerir.

Her iki tür büyü de farklı kültürlerde ve inanç sistemlerinde çeşitli şekillerde uygulanabilir. Bireyler, kişisel tercihlerine ve inanç sistemlerine göre hangi tür büyü pratiğinin kendileri için uygun olduğuna karar verebilirler.

Tarihçiler ve antropologlar büyüyü yüksek ve alçak büyü olarak ikiye ayırmışlardır. Yüksek büyü ya da diğer adıyla ritüel büyüsü veya seremoni büyüsü, daha karmaşık, uzun, detaylı ve sofistike büyülerdir. Alçak büyü ya da diğer adıyla doğal büyü ise daha çok köylülerle bağdaştırılır ve folklorda görülür. Doğal büyüler konuşmak gibi daha basit ve kısa ritüellere sahiptirler. Alçak büyüler daha çok cadıcılıkla bağdaştırılır. antropolog Susan Greenwood “Rönesanstan beri yüksek büyünün cennetten enerji ve kuvvetler indirmekle alakalı olduğu düşünülmüştür” der. Yüksek büyü genelde kapalı alanlarda yapılırken alçak büyü genelde açık alanlarda yapılır.

Dinlerde büyü

Hristiyanlıkta büyü

Resmi olarak Musevilik ve Hristiyanlıkta büyü yasaklanmış bir uygulamadır. İsa’nın doğumu sırasında gökteki belirtileri yorumlayan üç kâhin hikâyesindeki kişilerin ise Zerdüşti astrologlar veya büyücüler olduğuna inanılmaktadır.

Büyücülük Hristiyan mistisizmiyle birlikte ve aynı nedenlerle gelişti. Kara ve beyaz büyüye olan inanç, kuşkusuz peri, cin, ruh ve gulyabanilere inanılan Hristiyanlık öncesi pagan kırsal kesiminin animizminin mirasıydı.Fakat sistematik büyücülüğün Orta Çağ sonlarının ürünü olduğu görülür. Dahası, büyücülükle açık savaşa giren Kilise, sözde büyücü ve kahinlerin arttığı bir histeri ortamı yarattı.”Summis Desiderantes” adlı can alıcı önemdeki fetva Kilise’nin resmi karşı saldırısını ifade ediyordu ve 1484 gibi geç bir tarihte VIII. Innocentius tarafından verilmişti.

Büyücü avcılarının standart kitabı “Malleus Maleficarum” 1486’da Dominikenler tarafından yayınlandı.Eğer daha önceleri büyücülükle ilgili bir suskunluk varsa, bu artık olamadı. Bundan sonra bütün Hristiyanlık Şeytanın lejyonlarını kötü kadınlara yönelttiğini ve onların da vaftiz edilmemiş çocuk etiyle yağlandıklarını, keçi ve geyiklerin veya süpürgelerin üstünde çıplak uçtuklarını, büyülerini gerçekleştirmek ve cinlerle çiftleşmek için gece sabbatlarına katıldıklarını biliyordu.

Kadınlar zayıf, aşağı varlıklar olarak sınıflandırılmışlardı, baştan çıkartmaya direnemezlerdi.Kilise bu tür şeyleri açıkça kabul ettiğinde, büyücülük potansiyeli fazlasıyla arttı.

Komşunun ürününü mahvetmek veya düşmanının karısının düşük yapmasını sağlamak için insanlardan büyük paralar alınıyordu. Olgu ile hayal, şarlatanlıkla halüsinasyon arasındaki sınırlar umutsuz bir şekilde kalkmıştı.

VIII. Innocentius “son zamanlarda kulağımıza geliyor ki” diyordu”… iki cinsten de birçok insan kendilerini şeytanlara “incubi et succubi” terk etmişler ve büyü, sihir, el çabukluğu ve öteki lanetli bağlamalar yoluyla…annelerin rahminden bebekleri kesip alıyorlar…toprağın ürününü, asmanın üzümünü, ağaçların meyvesini lanetliyorlar…Bu kötü büyücüler, ayrıca vaftiz oldukları için kendilerinki de olan inanca küfredip inkâr ediyorlar ve… ruhlarını en pis ölümcül tehlikelere düşürecek… İnsanlığın Düşmanı’nı teşvif etmekten geri kalmıyorlar.”

Bundan sonra, üç yüz yıl daha, Avrupa’nın çoğu yerinde büyücülük ve büyücü avcılığı salgın haline geldi.

İslam’da büyü

İslam’da, büyü veya sihir genellikle şiddetle yasaklanmış ve dini açıdan büyük bir günah olarak kabul edilmiştir. İslam inancına göre, büyücülük veya sihir, insanlara zarar vermek, insanların iradesini etkilemek ve Allah’ın yaratma düzenine müdahale etmek anlamına geldiği için kesinlikle hoş görülmemektedir.

Kur’an’da birçok ayette büyü ve sihirle ilgili uyarılar bulunmaktadır. Örneğin, Bakara Suresi’nde (2:102) şöyle denir:

“Ve onlar, Süleyman’ın (aleyhisselam) hükmettiği gibi, iki meleğin (Harut ve Marut) arasında, o iki meleğin herkese, ‘Biz, sadece bir fitneyiz; o hâlde inkâr etme!’ demelerini öğrendiklerinde, insanlardan bir şey öğreniyorlarsa, o şey onlara zarar verir ve Allah’ın izni olmadıkça hiçbir şeye zarar veremezler.”

Bu ayetler, Harut ve Marut isimli iki melek arasında yapılan bir fitnenin anlatıldığı ve insanlara zararlı ilimleri öğrettiklerinde bu ilimlerin zarar vereceği belirtilen bir konuyu ele almaktadır.

İslam’a göre, büyü yapmak veya yaptırmak, bu tür faaliyetlere katılmak büyük bir günah olarak kabul edilir ve bu konuda dikkatli olunması öğütlenir. İslam hukukunda, büyü yapan veya yaptıran kişilere ciddi cezalar öngörülebilir. İslam toplumlarında, bu tür pratiklere karşı ciddi bir tutum benimsenir ve bu tür faaliyetlere katılanlar dini ve hukuki açıdan ciddi sonuçlarla karşılaşabilirler.

İslam’da büyü yapmak, tıpkı fal bakmak gibi açıkça haram kabul edilir. Bazı Hanefi alimleri büyüye karşı önlem almak gibi sebeplerle ve uygulamamak kaydı ile, tahsilini helal görmüşlerdir.

image 3

İslam dünyasında büyü bazen İlm-el Havass adı altında okutulmuş, bazen de salt kişisel menfaatler amacıyla ve insanların aleyhine kullanılan ve adına sihir ve büyü denilen ve kınanan şekliyle kullanılmıştır. Buna göre tanımlar ve lehte ve aleyte sözler de çeşitlilik göstermiştir.

Ahmed b. Mustafa Taşköprüzade’nin Miftâh es-Seâde ve Misbâh es-Siyâde adlı eserinde büyü şu şekilde tanımlanır: “Büyü, evrensel münasebetleri, yıldızların pozisyonlarını ve bunun dünyevi olaylarla alakasını, yani tabiat alemini hususi bir bakış açısı ile inceleyen ve bu terkibin neticesi, nadir tesirler ve harika sırlar ile bunların kaynağı olan nedenleri araştıran ve ortaya çıkaran bir ilimdir.”

Taşköprüzade büyüyü dört çeşide ayırır; Hintlerin ruhların temizlenmesi yöntemi, çeşitli güçlüklere maruz kalınan Nabatilerin yöntemi, “kainatın ve kevkeplerin ruhanilerinin teshir edilmesi ile ilgili” Yunan yöntemi ve müphem isimlerin, formüllerin, cinler üzerinde etkisi olan meleklerin kullanıldığı İbrani, Kıpti ve Arapların metodu. Kayda değer diğer bir nokta ise kullanılan ve önerilen tılsım sembol ve reçetelerin yüzlerce yıllık geçmişi olması, çoğunun kasti veya kasıtsız aktarım hatalarından ötürü etkisini yitirmesidir.

İslam literatüründe sihir, tılsım, gözbağcılık, rukye, nazar, cifr, ifha, simya, nücum, kehanet, falcılık, düğümcülük kavramları hakkında bilgi verilmektedir. Kur’an’da sihir küfür sayılır (Bakara:102), büyü yapanlar yerilir (Taha: 69, Yunus:77). Bakara suresinde (102) Harut ve Marut kıssası anlatılır. Bunlar iki melek veya insan olup, büyü bilgisi verilmiş, onlar bilgileri insanlara öğretmiş, şeytan ve cinler bu bilgileri alarak kullanınca başlarına azap indirilmiştir. İslam peygamberine düşmanları tarafından büyü yapıldığına ve büyüye karşı Felak ve Nas surelerinin indiğine inanılır.

Bazı Müslüman toplumlarda büyüden korunmanın en etkili yolunun Felak ve Nas surelerini okumak olduğuna inanılır. Dini bütün kimselerin büyüden korunduğu da genel bir kabuldür.

Musevilikte büyü

Musevilikte, büyü veya sihir konuları da birçok dini yazıda ele alınmış ve genellikle olumsuz bir ışık altında değerlendirilmiştir. Musevi geleneğine göre, büyü yapmak veya başkalarına zarar vermek amacıyla sihir yapmak, Tanrı’nın iradesine karşı gelmek ve etik kurallara aykırıdır. Bu konudaki temel inançlar, Musevi kutsal kitapları olan Tevrat’ta ve diğer dini yazılarda bulunabilir.

Tevrat’ta, büyücülük ve büyü ile ilgili bazı ayetler şu şekildedir:

  1. Çıkış Kitabı (Shemot) 22:18:
    “Büyücü bir kadını yaşatma bırakma. Her kim de bir öküze tapar veya bir şeyi keserse öldürülsün.”

Bu ayet, büyücülüğü veya büyüyü yapan kişilere sert bir ceza öngörmektedir.

  1. Tevrat (Torah) ve Talmud:
    Musevi geleneğinde, büyücülükle ilgili birçok hüküm ve açıklama Talmud adı verilen dini metinlerde de bulunabilir. Bu metinler, büyücülük, sihir ve benzeri pratiklere karşı uyarılar içerir ve bu tür faaliyetlerin ciddi sonuçlar doğurabileceğini vurgular.

Musevilikte, büyü veya sihirle mücadele edilmesi ve bu tür faaliyetlere karşı uyarılarda bulunulması, etik değerlere ve Tanrı’nın iradesine uygun bir yaşam tarzını koruma amacını taşır. Museviler arasında dini otoriteler ve liderler, bu tür uygulamalara karşı toplumsal bir tutum geliştirme ve koruma sağlama sorumluluğunu hissedebilirler.

Halaha kehanet ve herhangi bir falcılığı yasaklar ve Talmud birçok yasaklanmış büyücülüğü listeler. Pratik kabala musevilik tarihinde büyücülükle uğraşan mistik bir yahudi geleneğidir. Kullanıcıları tarafından kabul edilebilir ak büyü olarak görülmekteydi.

Diğer dinlerde büyü

Şamanizmde büyü dinle özdeşleşmiştir. Şamanlara göre doğanın ruhu vardır. Bu ruhlar ile insanlar arasındaki ilişki felaketleri veya mucizeleri tetiklemektedir. Şamanların çoğu ak büyü olarak tabir edilen iyi büyülerle insanların güvenliğini ve doğayla uyumunu sağlamakla ilgilenmektedir. Çeşitli ritüellerle hastaları iyileştirir ve olası felaketleri önlemeye çalışırlar. Kuraklık olduğunda yağmur yağması için, sel olduğunda ise suların durulması için uğraşırlar. Şamanlar kimi zaman kötü büyülere başvurmak zorunda kalabilmektedirler. Fakat bu büyüler herhangi bir insanın çıkarları doğrultusunda yapılmamaktadır. Şamanlar genellikle toplumlarının kötü varlıkların etkisi altında olduğunu düşündüklerinde onlara savaş açmak için kara büyüye başvurmaktadırlar.

image 2

Şamanlar ritüelleri sırasında manyak adı verilen özel bir kostüm giyerler. Palto, maske, madensel takılar ve demir levhalardan oluşan bu kostümün ruhsal dünyayla bağlantı kurmaları açısından yardımcı olacağına inanmaktadırlar. Şamanlar yardımcı ruhlarının ve tüm ruhların kostümlerinde yaşadığını düşünmektedirler. Bu ruhların çıktıkları ruhani yolculukta kostümleri aracılığıyla onları koruduğuna inanırlar. Bu nedenle kostümlerini özenle korurlar. Şamanlar ritüeller sırasında genellikle tütsü, halüsinojen bitkiler, sopalar, davul, küçük heykeller ve ayna kullanmaktadırlar. Bazı inanışlarda yılanın bıraktığı kabuk, karanfil otu, sirke gibi maddeler büyüden korunmada kullanılır.

Türk mitolojisinde büyü

Türk mitolojisinde büyü, büyücüler, büyülü nesneler efsanelerin ve masalların ayrılmaz parçalarıdır. Söylence ve masallarda yer alan başlıca büyülü nesneler şu şekilde sıralanabilir, elbette ki sayı çok daha fazla artırılıp, daha ayrıntılı açıklamalar yapılabilir fakat en önemli olanları kısaca belirtmek yeterli olacaktır:

  1. Büyülü Arca (Sihirli Sandık): İçerisinden kahramanın ihtiyaç duyduğu tüm her şey çıkar. Bazen başka bir aleme açılan bir kapıdır.
  2. Büyülü Beşik: Kendiliğinde sallanır, bazen bir at gibi algılanır. Çocuğu kurtarmak için hareket eder. Bazen uçar.
  3. Büyülü Çukal (Sihirli Zırh): Düşmanların silahlarından etkilenmez, her tür darbeye dayanır. Özel madenlerden veya içerisine büyülü unsurlar katılarak yapılmıştır.
  4. Büyülü Değnek (Sihirli Çubuk): Nesneleri farklı biçimlerde etkileme gücüne sahiptir. Yöneltildiği veya dokundurulduğu nesneyi başka bir biçime sokabilir veya görünmez yapabilir. Dış etkilerle Türk kültürüne girmiştir.
  5. Büyülü Dirgi (Sihirli Sofra): Sofra her kurulduğunda kendiliğinden yemek verir. Üzerinden yenilen yemekler hiç bitmez.
  6. Büyülü Edik (Sihirli Papuç): İnsanı çok hızlı yürütebilir, hatta uçurabilir. Göz açıp kapayana kadar, varılmak istenen yere ulaştırır, gitmek istenilen yeri düşünmek yeterlidir. Dış tesirlerle masalarımızda görülmüştür.
  7. Büyülü Eyer: Üzerine koyulduğu atı çok güçlü kılar veya onu görünmez yapar ya da uçabilmesini sağlar.
  8. Büyülü Giysi (Sihirli Elbise): Giyen kişiyi görünmez yapar veya başka bir canlının (hayvan veya insanın) kılığına sokar. Bazen yalnızca bir gömlektir. Türk kültürüne özgü görünmektedir.
  9. Büyülü Gözge (Sihirli Ayna): Konuşabilir, uzak diyarları gösterebilir. Sorulan soruları cevaplayabilir. İçine girilebilir. Geçmişten ve gelecekten haber verebilir. Bırakıldığında bir denize dönüşür. Denize dönüşme özgün bir olgudur.
  10. Büyülü Halı: Uçabilir, üzerinde insanları taşıyabilir. Kendiliğinden sahibinin yardımına koşar. Yabancı kültürlerden gelmedir.
  11. Büyülü Iştın (Sihirli Lamba): İçinden cin çıkar, insan da içine hapsedebilir. Çıkan cini tekrar kandırıp içine sokmak gerekir, aksi takdirde o insanı kendine köle yapar. Dış tesirlerle Türk kültürüne girmiştir. Görünümü çok eskidir.
  12. Büyülü Kalpak (Sihirli Şapka): Giyen kişiyi görünmez veya çok güçlü yapar. Bu kalpak bulunup çıkarıldığında o gücünü yitirir. Bazen Kavuk, Sarık, Papak, Börk gibi farklı başlık türleri masallarda yer alır.
  13. Büyülü Kaval (Sihirli Flüt): Çalındığında kuşlar susar, üç gündür tuz yiyen koyunlar ırmaklardan su içmeden geçer. İnsanları büyüleyip peşine takar.
  14. Büyülü Kese: Sürekli para verir, içindeki para hiç tükenmez. Kötü niyetli kişilerin eline geçtiğinde veya ihtiyaç dışı kullanıldığında bu özelliğini yitirir.
  15. Büyülü Kılıç: Boyu kulaçlarca uzayarak düşmanları öldürür. Dış tesirlerden etkilenmiş olma ihtimali vardır.
  16. Büyülü Sopa: Sahibinin emriyle başkalarını aralıksız döver. Kötü insanla iyi insanı ayırt eder ve bir toplulukta yalnızca zalimleri tespit ederek döver.
  17. Büyülü Urgan (Sihirli Halat): İstenildiği kadar uzar, bu uzunluğu kendisi ayarlar. Göğe doğru uzanabilir. Hint kültüründe müzikle uzar.
  18. Büyülü Ülek (Sihirli Testi): Hiç durmadan su akıtır. Çöllerde susuz kalan ordular bu testi ile susuzluktan kurtulur. Türk ve İslam kültürüne özgüdür.
  19. Büyülü Tarak: Bırakıldığında bir ormana dönüşerek sahibini korur. Tamamen Türk kültürüne özgü bir motiftir.
  20. Büyülü Yay: Her attığını vurur. Atıcı gözünü kapatsa bile sihirli ok hedefini şaşırmadan gider kendisi bulur. Yerli bir motiftir.
  21. Büyülü Yuvar (Sihirli Küre): Geçmişten ve gelecekten haber verebilir. Falcılar tarafından kullanılır. Daha çok Çingene Falcı motifiyle özdeşleşmiştir. Yabancı bir motiftir.
  22. Büyülü Yüzük: Parmağa takıldığında görünmezlik, hızlılık, yenilmezlik gibi özellikler kazandırır. Çoğu zaman üzerinde tılsımlı bir taş bulunur.
  23. Sihirli Dolap: Sihirli elbise dolabı

Büyü Türk halk inancında amacına göre ikiye ayrılır:

  • Akça Büyü: Zararsız, ölümcül sonuçları olmayan büyüdür.
  • Kara Büyü: Zararlı, ölümcül sonuçları olan büyüdür.