Yemen Destanı
Nahnü kasemna’da vacibü’l-izzet
Böyle hükm eylemiş hatt-ı pişani
Kiramen Kâtibin hame-i kudret
Her kula bir güna yazmış fermanı
Kula vacib sabır şükr-ü kanâat
Sabredenler mutlak bulur selâmet
Dalâletde kala Pir den al himmet
Ol vakit anlarsın sırr-ı nihanı
Bu dehre gelmeden ne ise maksud
Rah-ı hakîkatde bulursun mevcud
Feda kıl Mürşide can-ü ser vücud
Sana ayan eden yahşı yamanı
Biraz muhtasarca eyleyim sohbet
Bi-hesab dır zira çekdiğim zahmet
Hâlim hikâyetdir aleme ibret
Halka vasf edeyim der-i beyanı
Mevludum İstanbul’a dil heri
Afani hanemdir Beyoğlu şehri
Mekteb-i Tibbi’de çok çekdim kahrı
Ruz-u şeb anarak Pîr-ü Lokman’ı
Tıfl iken pend aldım ilim talebde
Tabiatı hâlim ağır meşrebde
Dokuz sene ta’lim etdim mektebde
Saye-i devletde aldım meydanı
İnd-i etibbada meşhur bülendim
Hayli zaman bu hâl üzre eğlendim
San’at sayesinde Doktor söylendim
Gün güne artdırdım şöhret-ü şanı
Hekim Pol söylendim emsal içinde
İcra’-yi san’atla bu hâl içinde
Kadr-i vâlâ ehl-i kemâl içinde
Hünerle kazandım Rütbe-i Sani
Hayli dem eğlendim Asitane’de
Meğer nasib varmış ab-ü danede
Bülbül veş inlerim özge lânede
Per açub havaya etdim cevlanı
Ettibba-yı Meclis eylemiş tertib
Dar-ı Şura böyle görmüş münasib
Hasılı Yemen’e düş oldu nasib
Geldi sıdık-u sadâkatin zamanı
Felek ayrılıkdan verdi nişane
Dü çeşmim boyandı hun-ı giryane
Hal(i)fe geru dönmez emr-i şahane
Feda kılmak gerek ser ile canı
Bab-ı Serasker’den emr-ü irade
Yemen’e azimet etdim Piyade
Ağlayub feryadı kıldım ziyade
Elveda’ ederek dostu yâranı
Razı oldum Hâkk’dan gelen zuhüra
Veda’laşub doğru gittim vapura
Alay vazifesi hengam(-ı) sürura
Çarhlar döndü vapur buldu ummanı
Askerle vapuru donatdık sardık
Sade gök görünür kara arardık
Kırk üç günde tamam Yemen’e vardık
Vapur lenger atdı buldu limanı
Hak din-ü devlete vermesün zeval
Anide yetişdi dört çifte sandal
Çıkdım iskeleye Zabitan emsal
O şehri tebdil-hâl etdim seyranı
Çekdiğim çileyi edemem nakil
Sıcaktan kimsede kalmamış akıl
Ahalisi düşman Arab pek sakil
Susuz kırmak ister bunca insanı
Tam üç sene çölden çöle koşardım
Kelle koltuk nice dağlar aşardım
Hastalar hâlini görüb şaşardım
Gece gündüz yetir(ir)dim dermanı
Bu hâl ile mürur etdi çok zaman
Hidayet Mevlâ dan alt oldu düşman
Şükr ola selâmet kurtardı Yezdan
Tekrar azad kıldı Yâradan Ganî
Helâl olsun deyü ni’met-i devlet
Gece gündüz koşar çekerdim sıklet
Artırayım deyü sıkd-u sadâkat
Geşt ederdim nice berr-ü yabanı
Neferin Zabit’e koyduğu kindir
Zabitle hekimin ölümü bendir
Orduda aranmaz kimler kimindir
Herkes kurtarmağa çalışur canı
Bir gün bakdım bir Yüzbaşı Arnabud
Çehresini asmış misal-i Nemrud
Nabzını yokladım pek sağlara vücud
Bildim kaçmak ister fi’l-i Şeytani
Dedim ki devlete ola hiyanet
Yalansın sende yok zerrece illet
Meğer kin bağlamış bana ol nekbet
Eyvah bilemedim dostu düşmanı
Dedi beni kurtar seni göreyim
Çürük çıkar ne istersen vereyim
Asker Ocağından defter düreyim
Gönlüm arzuluyor şimdi vatanı
Dedim bana böyle sen açma sohbet
Sana Yüzbaşılık vermişdir devlet
Sonra gözün tutar yediğin ni’met
Sende din gayreti yok mu külhani
Bu kadarca etdim tekdiri ana
Meğer kasdı varmış bendeki cana
Birkaç günden sonra mahfice bana
Gülerek çadıra geldi siryani
Dedi beni çürük çıkarmadın sen
Gülüğe aldandım davranmadım ben
Çifte yağlu kurgun sıkınca birden
Doldurdu çadırı barut dumanı
Göz açub yummağa kalmadı zaman
Başladı akmağa seller gibi kan
Anladım gidecek benden şirin can
Ruzigâra gitdi ömrüm harmanı
İki gözlerime çekildi perde
Yemen çöllerinde garib yerlerde
Hakkımı Hak etsün ruz-i mahşerde
Yâradan eylerse ulu divanı
Felek zehir kardı tatlı ağıma
Görün dostlar neler geldi başıma
Kadem basdım yirmi sekiz yaşıma
Gençlikde terk etdim fani cihanı
Anam atam haşre kadar ağlasun
Matem etsün kareleri bağlasun
Hasret-ı ateşe ciğer dağlasun
Bülbül veş eylesün âh-ü figanı
Eyvah göremedim kardaşlarımı
Armağan gönderdim gözyaşlarımı
Yitürdüm bu kadar sırdaşlarımı
Felek ters çevirdi çerh-i devranı
Amansız zamansız çim bi-nihayet
Mevlâ kul başına vermesün firkat
Mezarım belürsiz oldu akıbet
Kıyamete hasret kodum kalanı
Emr-i Hâkk bu imiş sözlerin buldu
İşiden ahbaba bir ibret oldu
Dostum kan ağladı düşmanım güldü
Tecelli kadere verdi noksanı
Ne ahbab ne yâran geldi mevtama
Bana kefen oldu tenimde came
Düşmesün düşmanım bu serencame
Kimse çekmiş değil böyle hicranı
Kaderim bu yüzden gösterdi zuhur
Bu fani cihanda olmadım mesrur
Hâkk bana selâmet kalana sabur
Son nefesde etdim ikrar imanı
Dostlar unutmasun duâdan beni
Felek türab etdi bu nazik teni
Haşre dek edeyim âh-ü şiveni
Memuriyyet yedi bu natuvanı
Sakın aldanmayın fani cihane
Ecel müsemma kaza bahane
Bu kadar takrire geldi lisane
Muhtasar söyledim bu dasitanı
Binbaşı Hekim Pol şöhretim yetse
Dost o dur ruhuma bir rahmet etse
Tenim türab mezarımda ot bitse
Derünumdan gitmez hasret suzanı
Sene bin iki yüz doksan ezberim
İsmim Hekim Pol’dür budur kudretim
İfade eyledim dosta kederim
Halka vasf-eyledi Âşık Lisani