Bilim insanları, ‘Evrende yalnız mıyız?’ sorusunu yanıtlamak için yıllardır büyük bir çaba gösteriyor. Teknoloji alanındaki yeni gelişmeler ise bu sorunun cevabını bulmaya yaklaştığımızı gösteriyor. Gökbilimciler, dünya dışından geldiklerine inandıkları sekiz şüpheli radyo sinyali keşfettiler. Detaylara buyurun.
Kaynak: https://nypost.com/2023/02/17/8-suspi…
“Dünya dışında hayat var mı?” sorusu birçok kişinin aklını karıştıran sorulardan bir tanesi.
Gökbilimciler, “dünyanın ötesindeki teknolojik yaşamın” kanıtı olabileceğini söyledikleri sekiz “şüpheli” radyo sinyali keşfettiler.
Toronto Üniversitesi öğrencisi Peter Ma liderliğindeki bir uzman ekibi, Batı Virginia’daki Green Bank Telescope’ta 820 yıldızın incelenmesi sırasında sinyalleri tespit etmelerine yardımcı olan yeni bir yapay zeka algoritması geliştirdi.
Yapay zeka uygulaması ise GPS uyduları ve cep telefonlarından gelenler gibi insan kaynaklı sinyaller ile potansiyel dünya dışı sinyaller arasında ayrım yapmak için makine öğrenimini kullanıyor.
Geçen ayın sonlarında Nature Astronomy dergisinde yayınlanan makalesinde Ma şöyle dedi:
‘Uzaydaki heyecan verici radyo sinyallerini Dünya’dan gelen radyo sinyallerinden ayırmamız gerekiyor. Sekiz sinyalin dünyanın ötesindeki yaşamın kesin kanıtı olmasa da, dünya dışı faaliyet teorilerini besliyor.’
Breakthrough Listen on the Green Bank Telescope’un bilim insanı Steve Croft da proje üzerinde çalıştı.
‘Aslında bu durum samanlıkta iğne aramak gibi. Herhangi bir tekno-imza araştırmasının ana sorunu, yabancı bir dünyadan bir iletim olabilecek iğneyi bulmak için bu devasa sinyal yığınını incelemektir. Teleskoplarımız tarafından tespit edilen sinyallerin büyük çoğunluğu kendi teknolojimizden geliyor.’
Croft, sekiz sinyalin “dar bir bant” olduğu için dünya dışı bir kaynaktan gelebileceğini belirtti. Öte yandan insan kaynaklı sinyaller ise geniş bant olma eğiliminde.
Dahası, sinyallerin bir ‘eğimi’ vardı, yani kökenleri antenlerle göreli ivmeye sahipti ve muhtemelen dünyadan gelmiyordu. Croft şöyle diyor:
‘Her zaman mevcut olan yerel müdahalenin aksine, yıldıza baktığımızda varlar ve uzağa baktığımızda yoklar. Ayrıca sinyaller zaman içinde frekanslarını teleskoptan uzakta görünmelerini sağlayacak şekilde değiştirir.’
Araştırmacılar, sekiz garip sinyali gösteren bu grafiği oluşturdular.
Ma’nın araştırma danışmanlarından biri olan Cherry Ng, sonuçların ‘astronomideki veri zorluklarına modern makine öğrenimi ve bilgisayarla görme yöntemlerini uygulamanın gücünü çarpıcı bir şekilde gösterdiğini’ ekledi.
“Bu tekniklerin geniş ölçekte uygulanması, radyo tekno-imza bilimi için dönüşüm yaratacak.”
Ma, daha fazla yıldızı ve daha geniş bir uzay alanını incelemek için AI algoritmasını kullanmayı umuyor. Sonunda, Güney Afrika’da bulunan MeerKAT teleskopu aracılığıyla bir milyon yıldızı inceleme çabasını genişletmek istiyor.
“Bu tür çalışmaların, ‘Evrende yalnız mıyız?’ sorusunu yanıtlamak için gösterdiğimiz büyük çabada keşifler yapma hızımızı hızlandıracağına inanıyoruz.”
