Demokrasinin Kuruluşu
Demokrasinin kuruluşu, antik Yunan’a kadar uzanmaktadır. Antik Yunan’da, şehir devletleri demokratik bir yönetim biçimi benimsemişlerdir. Burada, halkın seçtiği temsilcilerin yönetimde yer aldığı bir sistem vardı. Ancak bu sistem modern demokrasiden oldukça farklıydı.
Çünkü antik Yunan’da sadece erkeklerin oy kullanma hakkı vardı ve toplumda kadınlar, köleler ve yabancılar gibi birçok kesim oy kullanamıyordu.
Modern demokrasi ise, bu tür ayrımcılıklara yer vermeden tüm vatandaşların eşit oy kullanma hakkı olduğu bir sistemdir. Bu sistem, zamanla dünya genelinde yaygınlaşmış ve günümüzde birçok ülkede uygulanmaktadır.
Ancak demokrasi, sadece oy kullanma hakkıyla sınırlı değildir. Demokrasinin temel özelliklerinden biri de, insan haklarına saygı duymaktır. Bireylerin özgürce düşünme, ifade etme, inançlarını yaşama ve örgütlenme gibi temel haklarına saygı göstermek, demokrasinin vazgeçilmez bir parçasıdır.
Demokrasi aynı zamanda, hukukun üstünlüğüne ve adaletin sağlanmasına dayanır. Hukukun üstünlüğü, herkesin yasalara uygun davranması gerektiği anlamına gelir. Adaletin sağlanması ise, herkesin haklarının korunması ve haksızlıklara uğramaması için gerekli önlemlerin alınması anlamına gelir.
Demokrasi, sadece seçimlerle belirlenen bir iktidarın varlığından ibaret değildir. Demokrasinin temelinde, vatandaşların katılımı ve karar alma süreçlerine etkin bir şekilde dahil edilmesi yatar.
Bu nedenle, demokrasinin güçlenmesi için vatandaşların bilinçlenmesi ve aktif olarak siyasi süreçlere katılımı önemlidir.
Sonuç olarak, demokrasi insan haklarına saygı duyan, hukukun üstünlüğüne dayanan, adaleti sağlayan ve vatandaşların katılımını teşvik eden bir sistemdir. Bu nedenle, demokrasinin korunması ve güçlendirilmesi herkesin sorumluluğundadır.