Efsaneler

Ninatta ile Nuvanza

Ninatta ile Nuvanza; Hititler döneminde yaşanmış büyük bir aşk efsanesidir. Şiirlere dökülmüş, aşkın acısı ve ızdırabı anlatılmıştır.

Hoşgeldin ey uzak yolların yolcusu,

Ey güzel haberlerin müjdecisi,

Ey omuzlarında yılların bilge yorgunluğunu ,

Gözlerinde bilinmezin heyecanını taşıyan kişi,

Yaşlı ülkeme,

Hattilerin bin Tanrılı toprağına ,

GüzeL Hattuşa’ya hoşgeldin…

Uzun ömürlü kedere,sona erdireceğin yasıma hoş geldin.

Öksüz sokaklara,kimsesiz meydanlara,

Boynu bükük evime,hoşgeldin.

Seni bekliyordum.

Uzun geceler ,uzun günler boyunca,

Neşeli baharlar,

Doygun yazlar ,

Yorgun sonbaharlar,

Kavruk kışlar boyunca,

Uzun ,çok uzun yıllar boyunca.

Hoş geldin.

Kaç savaş geçti bu topraklardan,kaç talan,

Kaç kral çıktı tahta,kaç kral hükmedemez oldu,

Kaç insan öldü,kaç insan doğdu,

Kaç ihanet,kaç aşk,

Kaç bayram,kaç ayin,

Kaç hasat,kaç düğün yaşandı.

Seni bekliyordum.

Tanrılar bizi,Kadeş’te yeryüzünün en korkunç lanetiyle ,

Savaşla cezalandırmadan .

Seni bekliyordum,

Tanrılar Kadeş’te ölümü ülkeme yoldaş kılmadan.

Seni bekliyordum,

Kadeş’te yeryüzünün en büyük savaşı henüz başlamadan .

Seni bekliyordum,

Yiğit Nuvanza Kadeş toprağında kaybolmadan.

Seni bekliyordum,

Yas ,ihtiyar kadınların yüzlerini gözyaşlarıyla yıkamadan;

Ölüm ,genç gelinlerin saçlarını zamansız ağartmadan,

Savaş ,çocukların oyunlarına koyu bir bulut gibi çökmeden.

Seni bekliyordum,

Kral Muvatalli daha savaş emrini vermeden.

Hatuşşa boşaltılmadan,

Mısır Kralı Ramses ,Kadeş üzerine yürümeden ,

Askerlerin genç bedenleri savaş meydanında çürümeden.

Seni bekliyordum,

Kim olduğunu merak bile etmeden.

Ama senden emin olarak.

Seni bekliyordum,

Binlerce yıllık özlemimi dindirmen için.

Seni bekliyordum,

Yarım kalmış şarkımı tamamlaman için .

Seni bekliyordum,

Biricik aşkım,yiğit Nuvanza ile ruhlarımızı buluşturman için.

Seni bekliyordum,

Bana yardım etmen için.

Seni bekliyordum,

Tanrılara duyduğum inancı yitirmemek için.

Seni bekliyordum,

Kendimi Kral Tabarna soyundan gelen atalarımı ,

Bir zamanlar Ay Tanrıçası’yla eş tutulan güzelliğimi

Kendi adımı,Ninatta’yı unutmamak için.

Hoş geldin..

Biliyorum ki,duydukların aklını karıştıracak,

Biliyorum ki,gözlerin gördüklerine inanamayacak.

Sakın şaşırma,

Sakın yolundan dönme.

Beni ,karanlıkta gördüğün boş bir suret sanma sakın.

Ben ,Panku meclisinin üyesi soylu Maruvaş’ın kızı,

Yiğit komutan Nuvanza’nın bahtsız kadını Ninatta’yım.

Seni bekliyordum.

Çünkü soylu Nuvanza Kadeş’e doğru yola çıkmadan önce ,

Senin geleceğini söyledi.

Seni bekliyordum,

Çünkü bunu bana soylu Nuvanza söyledi.

Çünkü Nuvanza bunu Ğöğün Güneş Tanrısı’ndan duydu.

Seni bekliyordum,

Çünkü ,bunu uykumda bana,

Hakimem Arinna’nın Güneş Tanrıçası da söyledi.

Göğün Güneş Tanrısı’nın ağzıyla konuşan yiğit Nuvanza,

Ve Hakimem Arinna’nın Güneş Tanrıçası bana dedi ki:

Seni mutluluğa kavuşturacak kişi,

Yılların ötesinden gelecek.

O,zamanın büyüsüyle yabancı bir ülkeye dönüşmüş olan

Bu toprakların insanı olacak.

O,büyük savaşların içinden gelmiş biri olacak.

O,derin acıların,

Çığ gibi büyüyen kederlerin,

Sel gibi akan gözyaşlarının içinden gelen biri olacak.

O,gelecek ve yazdıklarını okuyacak.

O,gelecek ve seni anlayacak.

O,gelecek ve senin üzerindeki laneti kaldıracak.

O ,gelecek ve seni,soylu Nuvanza’ya kavuştıracak.

Ona ,Göğün Güneş Tanrısı’nın

Ve Arinna’nın Güneş Tanrıçası’nın izniyle ,

Yiğit Nuvanza’nın yaptırdığı on iki bilezik halkasını anlat.

Ona de ki:

O bilezikler ki,sadece ilki bendedir.

Diğerlerinin her biri ayrı bir şehirde,

Ayrı bir yerde gömülüdür.

Ona de ki:

Sen,o şehirlere git.

Sen, o bilezikleri topla.

Ona de ki:

Her bilezikte bir sonraki bileziğin nerede olduğu yazılıdır.

Ona de ki:

Sen ,o bilezikleri toparlarsan,

Yiğit Nuvanza bana geri dönecek.

Ona de ki:

Bunlar benim değil,Tanrıların dileğidir.

Tanrıların dileğini yerine getirmek ;

Kurumuş tarlaya su vermek kadar güzel,

Aç bir insanı doyurmak kadar iyi,

Sevgiliyle diz dize oturmak kadar mutluluk vericidir.

Ona de ki:

Tanrıların dileklerini yerine getirmemek;

Tarlayı kurutmak,

Yoksulu aç bırakmak,

Sevgiliye sırtını dönmek kadar kötüdür.

Eğer sen sevgiliye sırtını dönersen,

Tanrılar da sana sırtını döner.

Ve seni lanetler içinde bırakırlar.

Ona de ki:

Sen,beni yiğit Nuvanza’ya kavuştur,

Ben de sana mutlu bir ömür dileyeyim.

Çünkü aşıkların dileği kabul olur.

Ey,bilmediğim bir çağın içinden gelen kişi.

Ey,binlerce yıldır beni pençesinde inleten,

Bu büyük laneti kaldırmak için ,

Tanımadığım ülkelerin ,kentlerin içinden gelen kişi.

Sen artık benim ailemden birisin.

Sen benim öz kardeşim,

Hiç doğmamış çocuğum gibisin.

Madem ki Ninatta’nın sözlerine inandın,

Onun yazdıklarını okumayı sürdürdün.

Madem ki onun acısını dindirmeye karar verdin,

Madem ki şefkatli yardım elini uzattın,

Artık olanları bilmeye hakkın var.

Ninatta’nın yaşadıklarını,

Kral Muvatalli ve Kral Hattuşili devrinde,

Bin Tanrılı Hatti ülkesinde neler olduğunu öğreneceksin,

Merakını gidereceksin.

Mısır Kralı Ramses’in tutkusunu öğreneceksin,

Merakını gidereceksin.

Ninatta’nın Nuvanza’ya duyduğu büyük aşkı,

Başımıza gelen belaları,

İatemeden söndürdüğümüz yaşamları,

Bizi lanetlerle ayırmaya çalışan zalim Tanrıları öğreneceksin,

Merakını gidereceksin.

Hittites-1.jpg

Ama dur bekle,acele etme.

Dağların doruklarında görünmeden önce,

Yıldızların tek tek sönmesini bekleyen güneş gibi sabırlı ol.

Sadık yazmanıma yazdırdığım her sözcüğü dikkatle oku.

Dikkatle ve yüksek sesle oku.

Sesi duy ve anlamını hisset.

Ben de,görünmek için zamanın gelmesini bekleyen ay gibi

Sabırla ,her bir sözcüğü düşünerek,seçerek yazdıracağım.

Ama öyküme başlamak için,

İlk sözcüğü bulmakta hiç güçlük çekmeyeceğim.

Çünkü ,her gün defalarca mırıldandığım

O sözcük,işte kendiliğinden dökülüyor ağzımdan:

Nuvanza.

Sana önce Nuvanza’yı anlatacağım.

Nuvanza olmasaydı ,

Ne doğan güneşin,ne yağan yağmurun,

Ne tohumun,ne toprağın,ne meyveye durmuş ağacın,

Ne de güzel Hattuşa’nın anlamı olurdu.

Nuvanza olmasaydı,

Gelin,gelin olmazdı,damat da damat.

Kral hükmünü yütürürdi,kraliçe sıradan bir kadın olurdu.

Nuvanza olmasaydı,

Damarlarımızdaki kan akmaz,çiçek açmaz,

Mucize yavan bir gerçeğe dönüşür,

Heyecan ,susuz kalmış bir çiçek gibi birden sönerdi.

Sana Nuvanza’yı anlatacağım.

Soylu erkeğim,gözlerimin ışığı,dizlerimin dermanı.

Kalbimin umudu,biricik aşkım Nuvanza’yı.

Nuvanza’yı gördüğümde ,

Onu daha önce de görmüştüm..

Ama onu ilk gördüğüm an,onu sevdiğim andı.

Nuvanza’yı gördüğümde küçüktüm,

Küçüktüm ,Hattuşa’dan

Habersiz küçük bir kızdım.

Onu gördüm,

Kendimi bilmeye başladım.

Onu gördüm,

Hayatı bilmeye başladım.

Onu gördüm ve istedim.

Ben hiç bir şeyi bu kadar çok istemedim.

Ben istediğim hiç bir şeyi bu kadar çok sevmedim.

Onu gördüm,onu sevdim,onu istedim.

Ben ,onu ilk kez bir meyve bahçesinde gördüm.

Bahçede büyük ağaçlar vardı.

Ağaçların dallarında olgun meyveler vardı.

Meyveler ağaç dallarını yere eğiyordu.

Ben bahçedeydim.

Yanımda saray başyazmanı Zuvappiş’in oğlu,

Benim çocukluk arkadaşım,talihsiz İnara vardı.

Ben bahçedeydim,

Kendimden habersizdim.

Bahçede oyun vardı,bahçede neşe vardı.

Nuvanza o bahçeye geldi.

Nuvanza o zamanlar Manni’yle evliydi.

Ama sevgim o kadar büyüktü ki,

Ben onu yine de istedim.

O benden habersizdi.

O benim sevgimden habersizdi.

Ama biliyordum:

Beni görecekti,

Beni sevecekti.

Nuvanza o zamanlar gençti.

Gözleri Hattuşa kartallarının gözleri gibi keskindi.

Arinna’nın Güneş Tanrıçası’nın aslanları gibi çevikti.

Nuvanza ,genç yaşında sayısız savaşa katılmıştı.

Hattuşa’ya saldıran Kaşga askerleriyle dövüşmüştü,

Pala ülkesinin çapulcularını püskürtmüştü.

Nuvanza bir kahramandı,

Nuvanza bir efsaneydi,

Nuvanza bir destandı,

Nuvanza benim sevdiğim adamdı.

İnsanlar önce çekinirdi,

Çünkü iyi bir savaşçıydı.

İnsanlar Nuvanza’ya saygı duyardı,

Çünkü o dürüst biriydi.

Ben Nuvanza’dan çekinmezdim.

Ben Nuvanza’ya ötekiler gibi saygı da duymazdım,

Çünkü onu seviyordum.

Benim sevgim ,saygıdan da ,korkudan da büyüktü,

Benim sevgim daha derindi,daha güçlüydü.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Göz Atın
Kapalı
Efsaneler

Ninatta ile Nuvanza

Ninatta ile Nuvanza; Hititler döneminde yaşanmış büyük bir aşk efsanesidir. Şiirlere dökülmüş, aşkın acısı ve ızdırabı anlatılmıştır.

Hoşgeldin ey uzak yolların yolcusu,

Ey güzel haberlerin müjdecisi,

Ey omuzlarında yılların bilge yorgunluğunu ,

Gözlerinde bilinmezin heyecanını taşıyan kişi,

Yaşlı ülkeme,

İlgili Makaleler

Hattilerin bin Tanrılı toprağına ,

GüzeL Hattuşa’ya hoşgeldin…

Uzun ömürlü kedere,sona erdireceğin yasıma hoş geldin.

Öksüz sokaklara,kimsesiz meydanlara,

Boynu bükük evime,hoşgeldin.

Seni bekliyordum.

Uzun geceler ,uzun günler boyunca,

Neşeli baharlar,

Doygun yazlar ,

Yorgun sonbaharlar,

Kavruk kışlar boyunca,

Uzun ,çok uzun yıllar boyunca.

Hoş geldin.

Kaç savaş geçti bu topraklardan,kaç talan,

Kaç kral çıktı tahta,kaç kral hükmedemez oldu,

Kaç insan öldü,kaç insan doğdu,

Kaç ihanet,kaç aşk,

Kaç bayram,kaç ayin,

Kaç hasat,kaç düğün yaşandı.

Seni bekliyordum.

Tanrılar bizi,Kadeş’te yeryüzünün en korkunç lanetiyle ,

Savaşla cezalandırmadan .

Seni bekliyordum,

Tanrılar Kadeş’te ölümü ülkeme yoldaş kılmadan.

Seni bekliyordum,

Kadeş’te yeryüzünün en büyük savaşı henüz başlamadan .

Seni bekliyordum,

Yiğit Nuvanza Kadeş toprağında kaybolmadan.

Seni bekliyordum,

Yas ,ihtiyar kadınların yüzlerini gözyaşlarıyla yıkamadan;

Ölüm ,genç gelinlerin saçlarını zamansız ağartmadan,

Savaş ,çocukların oyunlarına koyu bir bulut gibi çökmeden.

Seni bekliyordum,

Kral Muvatalli daha savaş emrini vermeden.

Hatuşşa boşaltılmadan,

Mısır Kralı Ramses ,Kadeş üzerine yürümeden ,

Askerlerin genç bedenleri savaş meydanında çürümeden.

Seni bekliyordum,

Kim olduğunu merak bile etmeden.

Ama senden emin olarak.

Seni bekliyordum,

Binlerce yıllık özlemimi dindirmen için.

Seni bekliyordum,

Yarım kalmış şarkımı tamamlaman için .

Seni bekliyordum,

Biricik aşkım,yiğit Nuvanza ile ruhlarımızı buluşturman için.

Seni bekliyordum,

Bana yardım etmen için.

Seni bekliyordum,

Tanrılara duyduğum inancı yitirmemek için.

Seni bekliyordum,

Kendimi Kral Tabarna soyundan gelen atalarımı ,

Bir zamanlar Ay Tanrıçası’yla eş tutulan güzelliğimi

Kendi adımı,Ninatta’yı unutmamak için.

Hoş geldin..

Biliyorum ki,duydukların aklını karıştıracak,

Biliyorum ki,gözlerin gördüklerine inanamayacak.

Sakın şaşırma,

Sakın yolundan dönme.

Beni ,karanlıkta gördüğün boş bir suret sanma sakın.

Ben ,Panku meclisinin üyesi soylu Maruvaş’ın kızı,

Yiğit komutan Nuvanza’nın bahtsız kadını Ninatta’yım.

Seni bekliyordum.

Çünkü soylu Nuvanza Kadeş’e doğru yola çıkmadan önce ,

Senin geleceğini söyledi.

Seni bekliyordum,

Çünkü bunu bana soylu Nuvanza söyledi.

Çünkü Nuvanza bunu Ğöğün Güneş Tanrısı’ndan duydu.

Seni bekliyordum,

Çünkü ,bunu uykumda bana,

Hakimem Arinna’nın Güneş Tanrıçası da söyledi.

Göğün Güneş Tanrısı’nın ağzıyla konuşan yiğit Nuvanza,

Ve Hakimem Arinna’nın Güneş Tanrıçası bana dedi ki:

Seni mutluluğa kavuşturacak kişi,

Yılların ötesinden gelecek.

O,zamanın büyüsüyle yabancı bir ülkeye dönüşmüş olan

Bu toprakların insanı olacak.

O,büyük savaşların içinden gelmiş biri olacak.

O,derin acıların,

Çığ gibi büyüyen kederlerin,

Sel gibi akan gözyaşlarının içinden gelen biri olacak.

O,gelecek ve yazdıklarını okuyacak.

O,gelecek ve seni anlayacak.

O,gelecek ve senin üzerindeki laneti kaldıracak.

O ,gelecek ve seni,soylu Nuvanza’ya kavuştıracak.

Ona ,Göğün Güneş Tanrısı’nın

Ve Arinna’nın Güneş Tanrıçası’nın izniyle ,

Yiğit Nuvanza’nın yaptırdığı on iki bilezik halkasını anlat.

Ona de ki:

O bilezikler ki,sadece ilki bendedir.

Diğerlerinin her biri ayrı bir şehirde,

Ayrı bir yerde gömülüdür.

Ona de ki:

Sen,o şehirlere git.

Sen, o bilezikleri topla.

Ona de ki:

Her bilezikte bir sonraki bileziğin nerede olduğu yazılıdır.

Ona de ki:

Sen ,o bilezikleri toparlarsan,

Yiğit Nuvanza bana geri dönecek.

Ona de ki:

Bunlar benim değil,Tanrıların dileğidir.

Tanrıların dileğini yerine getirmek ;

Kurumuş tarlaya su vermek kadar güzel,

Aç bir insanı doyurmak kadar iyi,

Sevgiliyle diz dize oturmak kadar mutluluk vericidir.

Ona de ki:

Tanrıların dileklerini yerine getirmemek;

Tarlayı kurutmak,

Yoksulu aç bırakmak,

Sevgiliye sırtını dönmek kadar kötüdür.

Eğer sen sevgiliye sırtını dönersen,

Tanrılar da sana sırtını döner.

Ve seni lanetler içinde bırakırlar.

Ona de ki:

Sen,beni yiğit Nuvanza’ya kavuştur,

Ben de sana mutlu bir ömür dileyeyim.

Çünkü aşıkların dileği kabul olur.

Ey,bilmediğim bir çağın içinden gelen kişi.

Ey,binlerce yıldır beni pençesinde inleten,

Bu büyük laneti kaldırmak için ,

Tanımadığım ülkelerin ,kentlerin içinden gelen kişi.

Sen artık benim ailemden birisin.

Sen benim öz kardeşim,

Hiç doğmamış çocuğum gibisin.

Madem ki Ninatta’nın sözlerine inandın,

Onun yazdıklarını okumayı sürdürdün.

Madem ki onun acısını dindirmeye karar verdin,

Madem ki şefkatli yardım elini uzattın,

Artık olanları bilmeye hakkın var.

Ninatta’nın yaşadıklarını,

Kral Muvatalli ve Kral Hattuşili devrinde,

Bin Tanrılı Hatti ülkesinde neler olduğunu öğreneceksin,

Merakını gidereceksin.

Mısır Kralı Ramses’in tutkusunu öğreneceksin,

Merakını gidereceksin.

Ninatta’nın Nuvanza’ya duyduğu büyük aşkı,

Başımıza gelen belaları,

İatemeden söndürdüğümüz yaşamları,

Bizi lanetlerle ayırmaya çalışan zalim Tanrıları öğreneceksin,

Merakını gidereceksin.

Hittites-1.jpg

Ama dur bekle,acele etme.

Dağların doruklarında görünmeden önce,

Yıldızların tek tek sönmesini bekleyen güneş gibi sabırlı ol.

Sadık yazmanıma yazdırdığım her sözcüğü dikkatle oku.

Dikkatle ve yüksek sesle oku.

Sesi duy ve anlamını hisset.

Ben de,görünmek için zamanın gelmesini bekleyen ay gibi

Sabırla ,her bir sözcüğü düşünerek,seçerek yazdıracağım.

Ama öyküme başlamak için,

İlk sözcüğü bulmakta hiç güçlük çekmeyeceğim.

Çünkü ,her gün defalarca mırıldandığım

O sözcük,işte kendiliğinden dökülüyor ağzımdan:

Nuvanza.

Sana önce Nuvanza’yı anlatacağım.

Nuvanza olmasaydı ,

Ne doğan güneşin,ne yağan yağmurun,

Ne tohumun,ne toprağın,ne meyveye durmuş ağacın,

Ne de güzel Hattuşa’nın anlamı olurdu.

Nuvanza olmasaydı,

Gelin,gelin olmazdı,damat da damat.

Kral hükmünü yütürürdi,kraliçe sıradan bir kadın olurdu.

Nuvanza olmasaydı,

Damarlarımızdaki kan akmaz,çiçek açmaz,

Mucize yavan bir gerçeğe dönüşür,

Heyecan ,susuz kalmış bir çiçek gibi birden sönerdi.

Sana Nuvanza’yı anlatacağım.

Soylu erkeğim,gözlerimin ışığı,dizlerimin dermanı.

Kalbimin umudu,biricik aşkım Nuvanza’yı.

Nuvanza’yı gördüğümde ,

Onu daha önce de görmüştüm..

Ama onu ilk gördüğüm an,onu sevdiğim andı.

Nuvanza’yı gördüğümde küçüktüm,

Küçüktüm ,Hattuşa’dan

Habersiz küçük bir kızdım.

Onu gördüm,

Kendimi bilmeye başladım.

Onu gördüm,

Hayatı bilmeye başladım.

Onu gördüm ve istedim.

Ben hiç bir şeyi bu kadar çok istemedim.

Ben istediğim hiç bir şeyi bu kadar çok sevmedim.

Onu gördüm,onu sevdim,onu istedim.

Ben ,onu ilk kez bir meyve bahçesinde gördüm.

Bahçede büyük ağaçlar vardı.

Ağaçların dallarında olgun meyveler vardı.

Meyveler ağaç dallarını yere eğiyordu.

Ben bahçedeydim.

Yanımda saray başyazmanı Zuvappiş’in oğlu,

Benim çocukluk arkadaşım,talihsiz İnara vardı.

Ben bahçedeydim,

Kendimden habersizdim.

Bahçede oyun vardı,bahçede neşe vardı.

Nuvanza o bahçeye geldi.

Nuvanza o zamanlar Manni’yle evliydi.

Ama sevgim o kadar büyüktü ki,

Ben onu yine de istedim.

O benden habersizdi.

O benim sevgimden habersizdi.

Ama biliyordum:

Beni görecekti,

Beni sevecekti.

Nuvanza o zamanlar gençti.

Gözleri Hattuşa kartallarının gözleri gibi keskindi.

Arinna’nın Güneş Tanrıçası’nın aslanları gibi çevikti.

Nuvanza ,genç yaşında sayısız savaşa katılmıştı.

Hattuşa’ya saldıran Kaşga askerleriyle dövüşmüştü,

Pala ülkesinin çapulcularını püskürtmüştü.

Nuvanza bir kahramandı,

Nuvanza bir efsaneydi,

Nuvanza bir destandı,

Nuvanza benim sevdiğim adamdı.

İnsanlar önce çekinirdi,

Çünkü iyi bir savaşçıydı.

İnsanlar Nuvanza’ya saygı duyardı,

Çünkü o dürüst biriydi.

Ben Nuvanza’dan çekinmezdim.

Ben Nuvanza’ya ötekiler gibi saygı da duymazdım,

Çünkü onu seviyordum.

Benim sevgim ,saygıdan da ,korkudan da büyüktü,

Benim sevgim daha derindi,daha güçlüydü.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklamların gösterimine izin veriniz. Bu siteyi ayakta tutabilmek için gereklidir. Please allow ads to be displayed. This is necessary to keep the site up and running.