Genel Türk TarihiTarih

Medeniyetlerin Beşiği MERV

Bugünkü Türkmenistan’ın toprakları içerisinde yer alan Merv şehri, tarihte en gelişmiş kültür merkezlerinden biri olarak tanınmaktadır.

Kültürlerin Harmanlandığı Antik Kent

Günümüzde Merv’in kuruluşunun 2500. yılı kutlama hazırlıklarının sürdürülmesine rağmen, bu tarih halâ tartışılmaktadır. Merv, çeşitli tarihî devirlerde, Ahamenitlerin, Selevkitlerin, Arşakitlerin, Sasanilerin, Heftalitlerin, Arapların, Tahinlerin, Samânîlerin, Selçukluların, Harezmşahların, Moğolların, Timurîlerin, egemenliği altında bulunmuştur.

Dünya Kültür Tarihînde Merv’în Yeri

Merv hakkında en eski bilgiler Çin, İran ve Arap kaynaklarına dayanmaktadır. Ayrıca, Strabon’un ve Ptolomaios’un “Coğrafya” kitaplarında da eski Merv’den söz edilmektedir. Fakat bu kaynaklarda konuya daha çok tarihî ve coğrafî açıdan bakılmaktadır. Dünyanın en zengin yerleşim yerinden biri sayılan Merv, çeşitli dini inançları bir arada bulunduran coğrafî bölge olarak da tanınmaktadır. Burada Şamanizm, Budist, Hristiyan ve Manici inançlar geniş ölçüde tutunmuştur. Şamanizm dini esasen Parfiya ve Sâsânî’ler devleti zamanında büyük itibar kazanmıştır.

Aynı zamanda Merv kaleleri çok dikkat çekmektedir. Ünlü Türkmen mutasavvıfı ve şairi Mahtumkulu Firaki;

“Seyir edelim bu cihanı

Cihanda neler görünür

İskender Cemşit kurduran

Büyük binalar görünür.”

gibi mısralarını, eski Merv kalelerinden ilham alarak yazmış olduğunu söylenmektedir. Gerçekten de bu dev boyutlu anıtı ziyaret edip de hayran kalmamak imkânsızdır.

Tarihin çeşitli çağlarında hüküm sürmüş devletlere, şehir merkezi hizmetini veren bu kalelere felsefi bir bakış ile yöneldiğinde, insan zihninde, çağının medeniyetini yansıtan çağrışımlar uyandırmaktadır; insanı o çağın medeniyetinin derinliğine götürmekte; Batı ve Doğu medeniyetinden üstadhane bir şekilde yararlanarak yapılmış sentezler ile karşı karşıya bırakmaktadır. Merv’in kültür merkezi haline dönüşmesinde, özellikle, “Büyük İpek Yolu “etkili olmuştur. Bu yolun Merv üzerinden geçmesi, Batı kültürünün ve diğer komşu halkların kültürlerinin Merv’de tanınmasına imkân sağlamıştır. Ayrıca, sekizinci yüzyılda, Yunan ve Hint dillerinde yazılan bilim, felsefe ve tıp kitaplarının Arapça’ya kazandırılması da buna sağlam bir zemin hazırlamıştır.

Atalarımızın, en eski çağlarda Sibirya’da, Yenisey ve İrtiş ırmakları arasında yaşadığı ileri sürülmektedir. Kaynaklara göre, M. Ö. 2000-1200 yıllarına ait Afanasyeva ve Andronova kültürü  eski Türkler tarafından meydana getirilmiştir (Esin 1978). Bu kültürün Anau kültürü ile benzerliği üzerinde durulmuştur.

Türkmenistan’da Aşgabat’ın yanındaki Anau harabelerinde yapılan arkeolojik kazılarda, burada M. Ö. 4500, diğer bir tahmine göre M.Ö. 9000 yıllarında yaşamış olan bir medeniyet meydana çıkarılmıştır. Burası, o devirlerdeki Ön Asya’da (Sümer ve Sus), Güney Asya’da (Hindistan’da Sind nehri havzasında Mahenjo-Daro ve Harappa harabelerinde), Uzak Doğu’da (Çin’de YongShao’da ve Mançuri’de), eserleri keşfolunan medeniyetler arasında bir vasıta yahut onların bir başlangıç merkezi olmuştur (Togan 1970). Anau’un merkez olduğu fikrini Pumpelli ve Toung Dekien ileri sürmüştür. Anau’da Türkmen el işlerinde görülen zinetlerle, müşterek hatlara malik seramikler, aşağısı kırmızı yukarısı beyaz ve üzerinde beyaz çizgiler olan Afanasyeva ve Andronova kültürüne benzer çömlek ve vazolar bulunmuştur

Böylesine derin kültür geleneği, bilgi birikimine ve elverişli kültürel temas şartlarına sahip olan bir milletin, Merv gibi son derece üstün bir kültür merkezi oluşturması olgusu doğal karşılanmalıdır. M. S. 148 yıllarında, Parfiya’h An-şi-gaoÇin’de, Buddist metinleri Çince’ye aktaran okulu kurmuş. Parfiya’hAn-şi-gao’nınmani metinlerini Parfiya diline Çevirmiş Mar Ammo’nın, Vezir Anûşervan Fin, Hekim Burzoe’nin, müzisyen ve şarkıcı Barbad’ın, Batlamyus’unAlmajesti’niArapça’ya çeviren Musevî bilgini SehlİbnRabbân et-Tabarî’nin, dünya kültürüne bilim, felsefe ve dinin idealde (Limes) aynı olduğu görüşü, siyaset bilimine yeni teoriler getiren Fârâbî’nin hocası Yuhanna İbn Haylan’ın hocasının Mervli olması, Atina’dan kovulan felsefenin, Hellenistik devirde, en son, İskenderiye’den Antakya’ya ulaşmıştır. Antakya’da ise başka şehirlerden gelmiş olanlara değil de çoğunlukla Merv’lilere geçmiş olması, bu bölgede hayat sürdürmüş toplumda sağlam bir temele dayalı entellektüel kültür birikimin mevcudiyetini göstermektedir.

ORHA AJANS: Ortalık Haber Ajansı

orhaajans.com




Source link

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklamların gösterimine izin veriniz. Bu siteyi ayakta tutabilmek için gereklidir. Please allow ads to be displayed. This is necessary to keep the site up and running.