Dünya MitolojileriMitolojiler

Likya ve Lidya Mitolojileri

Likya ve Lidya Mitolojileri; Likyalılar, tarihin bilinen ilk demokratik birliğini kurmuştur. Likyalılar her zaman kendilerine özgü bir konuma sahip olmuştur.

Yerleşimlerinin özellikle kıyı bölgelerinde, günümüzde Fethiye ile Antalya arasında uzanan sahil şeridinde yoğunlaşmış olmasına rağmen çok dağlık ve ulaşılması, ele geçirilmesi güç bir hinterlanda sahip olmaları, özgür ve başına buyruk bir kültür geliştirmelerine zemin oluşturmuştur. Özyönetimi ilke edinmiş ancak aralarında birlik ve federasyon kurma geleneğini geliştirmiş şehirler kurmuşlardır. Likya Birliği hakkında 23 şehirden oluşmuştur. En önemli kentleri; başkent Arnna (Xantos), Patara, Pinara, Tlos, Myra ve Olympos’tur. Likyalılar, Truva Savaşı esnasında Truvalıların müttefikleri arasında yer almışlardır.

Telmessos, Likya döneminde önemli bir kehanet merkezi idi. Kehanet babadan oğla geçen bir ayrıcalıktı. Telmessos’lu kâhinler kehanette bulunacakları zaman kayaların üstüne çıkar Akdeniz’in mavi sularından ilham alırlarmış. Belki de bu yüzdendir ki Likyalılara ait efsaneler oldukça fazladır.

Likya mitolojisinde birçok efsane geçmektedir. Chimaira (Şimera) adındaki ejderha ile Bellerophon’ı taşıyan Pegasus (kanatlı at) arasındaki efsane, Olimpos’un hiç sönmeyen ateşi efsanesi (Olimpiyat Meşalesi’nin yakıldığı yer olarak nitelendirilir ve kutsaldır.), Araxa, Patara efsanelerden bazılarıdır.

Hıristiyanlar için kutsal sayılan Noel Baba (Sn.Nicolas)’nın kilisesi Myra (Kale- Demre) da bulunmaktadır. Noel Baba efsanesi de tüm dünyaya Demre’den yayılmıştır.

Leto Efsanesi

Leto, tanrılar tanrısı Zeus’un aşkıdır. Zeus, sarı saçları topuklarını döven Leto’ya aşık

olur.

Çapkın Zeus’un Leto’ya olan aşkını farkeden kıskanç eşi Hera, Leto’yu rahat bırakmaz. Buna rağmen Leto, Zeus’tan hamile kalır. Zeus’un karısı Hera, Leto’nun Zeus’tan olacak çocuklarını doğurmaması için elinden geleni ardına koymaz.

Tanrıça Leto, Hera’nın gazabından korunmak için oradan oraya kaçar. En sonunda sürgün yaşamı Likya’da son bulur. Eşen Ovasının batı ucundaki Patara kentinde bir ağaca yaslanarak ikiz çocukları Apollon ile Artemis’i doğurur. Doğan çocuklarını Hera’nın şerrinden korumak için dağlara kaçar.

Bir pınar başında çocuklarını yıkarken çobanlar tarafından kovulur. Daha sonra kurtların yol göstermesiyle Xanthos Çayına ulaşan Leto burada susuzluğunu giderir, çocukları Apollon ve Artemis’i yıkar. Burası Xanthos Irmağının doğduğu, ovanın kuzeyindeki Araxa’dır. Bu sebeple Xanthos Çayı, Likyalı tanrı Apollon ve Artemis’in yıkandığı sular olarak kutsal sayılmıştır.

Lidya Mitolojileri

Lidya, Anadolu’da Tunç Çağının sonlarından başlayarak MÖ 6. yüzyıla kadar hüküm süren Lydia uygarlığının beşiğini ve merkezini oluşturan bölgedir. Lidya hayvansal, bitkisel ve madeni kaynaklar açısından çok zengin bir bölgede yer almaktaydı. Başkent Sardes’in içinden geçen Pactolos Nehri’nin getirdiği altın tozu Lidya’nın zenginliğine katkıda bulunmaktaydı.

Lidyalılar din konusunda daha çok komşuları İyonların etkisi altında kalmışlardı. Bununla birlikte Lidyalılar’ın Yunanlılar ile ticari ilişkilerinin yanı sıra dinsel ilişkileri de vardı. Lidya dininde en önemli kültler Ana Tanrıça-Artimu (Artemis) veya Kybele, Luvi Tanrıçası-Kuvava, Tarım Tanrısı-Baki (Dionysos), Yağmur Tanrısı-Leus (Zeus) ve mezarların koruyucusu-Santas’tır.

Lidyayı gücünün doruğuna ulaştıran Kroisos (Karun)’un adı şaşaalı zenginlik ifade eder tarzda hem Batı kültürlerinde hem de Karun şeklinde Doğu kültürlerinde efsaneleşmiştir. Yunan tanrılarıyla geçen birçok mitolojik hikâyesi vardır.

“Barışta oğullar babalarını, savaşta babalar oğullarını gömer.” sözü de efsanevi Kral Kroisos’e aittir.


Niobe Efsanesi

Niobe, Lidya kralı Tantalos’un kızıdır. Thebai kralı Amphion’la evlenmiştir ve ondan bir düzine çocuğu olmuştur.

Niobe, çok fazla çocuğu olduğundan kendisini Tanrıça Leto’dan üstün görerek tanrıçayı aşağılamıştır. Bunun üzerine Leto’nun çocukları Artemis ve Apollon, Niobe’nin çocuklarını oklarla öldürmüştür. Altı erkek çocuğunu Apollon, altı kız çocuğunu Artemis öldürmüştür. Niobe bu acıya dayanamamıştır ve tanrı buyruğuyla taş olmuştur.

Niobe, efsaneyi doğrulayan bir biçimde taşa dönüşmüştür ve bugün Manisa’da kadın yüzü biçiminde bir kaya vardır. Bu kayanın göz yeri deliklerden su akar. Bu da gözü yaşlı Niobe’yi tasvir etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklamların gösterimine izin veriniz. Bu siteyi ayakta tutabilmek için gereklidir. Please allow ads to be displayed. This is necessary to keep the site up and running.